Sultanahmet Külliyesi’nden Ayasofya Müzesi’ne

İstanbul’u kendilerine başkent yapan Bizans ve Osmanlı, en seçkin eserlerini Sultanahmet bölgesinde inşa etmiş. Her iki imparatorluğun güç ve kudreti burada sıralanan eserlerde vücut bulmuş adeta. Sultanahmet semtinde yapılacak bir yürüyüş, şehrin tarihini anlatan bir romanı okumak gibi.

Bizans ve Osmanlı, bölgeyi benzer biçimde kullanıp şekillendirmiş. Ayasofya, Bizans’ın gücünü simgelerken, Sultanahmet Camisi Osmanlı’nın gücünü temsil etmiş. Her iki mabet de halkın dini ihtiyaçlarını karşılarken, at yarışlarının yapıldığı Hipodrom, Bizans halkının dünyevi ve sosyal ihtiyaçlarına cevap vermiş. Osmanlı döneminde ise Hipodrom, At Meydanı adını alarak Osmanlı halkının sosyal mekanı olmuş.

Bölgenin tarihi zenginliği UNESCO tarafından da tescil edilmiş. 1985 yılında Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen bölge, yapılan tüm hoyratlıklara rağmen cazibesini korumaya devam ediyor.