Atilla Dorsay, geçen Nisan ayında Emek Sineması'nın yıkımı üzerine gazetesi Sabah'ı bıraktığında okurlarına verdiği sözleri tutuyor. Önce İstanbul'un genel gidişi üzerine 'Quo Vadis İstanbul - İstanbul, Nereye?' kitabını çıkaran yazar, şimdi de Beyoğlu üzerine 'Emek Yoksa Ben De Yokum' kitabını kaleme aldı.
Kırmızı Kedi Yayınları'ndan çıkan ve bu ay itibariyle (Ocak 2014) raflardaki yerini alan kitabın alt başlığı 'Bir Kültür Semtinin Çöküşü'. Son yıllarda Beyoğlu'nun bir kültür adası olmaktan çıkışı ve uzun zamandır planlanan ‘Emek cinayeti' ile ilişkili yazılarına yer veren Dorsay, bu acıklı sona nasıl adım adım yaklaşıldığını belgeliyor.
Kitapta, yazarın bakışıyla çizilmiş birer Kadir Topbaş ve Ahmet Misbah Demircan portresi, Dorsay'ın Emek için Başbakan'a yazdığı özel mektup, Emek sineması mimarı üzerine bilgiler ve o salonla ilişkili birçok anı ve resim var. Ayrıca, İKSV ve festivallerin Beyoğlu'na ve kente katkılarına da geniş biçimde yer veriliyor.
Kitabın özellikle İstanbul, Beyoğlu, kültür ve sinema aşıklarınca okunmasını arzu eden Atilla Dorsay, yazdıklarının yerel seçimlerin eşiğinde seçmene bir uyarı görevi yapabilmesini diliyor.
Arka kapak yazısı:
"EMEK Yoksa Ben de Yokum, aslında pek de sevmediğim türden, cafcaflı ve gösterişli bir başlıktı... Bir yandan yazarın kendisini fazla öne çıkarması diye yorumlanabilirdi. Öte yandan da riskliydi: Eğer amacı gerçekleşmezse ve yazar "Emek'i kurtaramazsa" ne olacaktı? Yazar ömrünü verdiği mesleğini ve köşesini bırakacak mıydı?
Ancak, öncelikle bunları düşünecek halim yoktu. Armudun sapı, üzümün çöpü diyecek halim de... Bir yandan içinde, on yaşlarımdan başlayarak yaklaşık altmış yıl boyunca sinemayla ve sanatla ilgili sayısız harika anlar yaşadığım, hayatımı etkileyen görüntüler izlediğim, büyük insanlarla tanıştığım ve bir ömre yetecek anılar biriktirdiğim bir mekân göz göre göre yok oluyordu. Öte yandan, tüm dünyanın kimi zaman çok daha az güzel ve eski benzerlerini özenle koruduğu şahane bir salon yıkılıyordu. Ben elimden geleni yapmış, yine sayısız yazı ve eylemle bu kültür cinayetini önlemeye çabalamıştım. Yazılarla, yürüyüşlerle, başbakana, bakanlara, yerel veya genel belediye başkanlarına mektuplar veya ricalarla...
Atillâ Dorsay'ın yıkılan EMEK Sineması çevresinde, dünden bugüne Beyoğlu'nun geçirdiği bütün değişimleri de fotoğraflarla destekleyerek hazırladığı bu kitap, bir kültür semtini kurtarmak üzere verilen çabaları da topluca gösteriyor."
Satın almak için tıklayınız.