Doğan Hızlan ile Edebiyat Buluşmaları: Doğan Hasol ve Doğan Kuban ile "Dengeleri Olumsuz Yönde Değişen" Bir Kent Üzerine

yapi.com.tr / 13 Kasım 2010


Doğan Hızlan'la edebiyat buluşmaları, 29. TÜYAP İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı'nın Onur Konuğu seçilen Mimar Prof. Dr. Doğan Kuban ve hem Kuban'ın kitaplarının yayımcısı hem de mimar dostu Doğan Hasol'un katılımları ile dün akşam (12 Kasım 2010 Cuma) İKSV Salon'da gerçekleştirildi.

Doğan Hızlan'ın konuklarını tanıtmasıyla başlayan etkinlik kapsamında Doğan Kuban'ın kitapları, eserleri, mimarlığı ile beraber İstanbul üzerine de konuşuldu.

"Bazı kitaplar insanın en güzel hâsılasıdır" diyerek sözlerine başlayan Hızlan, bunlardan birinin ‘Cennetin Kapıları' olduğunu ifade etti ve sözü Doğan Kuban'a bıraktı. Kuban, kitapta geçen söz konusu kapının 1229 senesine ait olmasına bağlı olarak Türklerin İstanbul'daki ilk damgalarından biri olduğunu belirtti. Kendisinin 1965 senesinden bu yana bu kapı üzerine çalıştığını belirten Kuban, aslında Osmanlı mimari tarihçisi olduğunu, tarih bilgisi olmadan mimarlık olmayacağını düşündüğünü aktardı.

"Sürekli bir yaşam sürekli bir tarih"

Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği Osmanlı kökeni çok açık bir adam olduğunu aktaran Kuban, "Osmanlıyım demiyorum ama Osmanlıyı da reddetmem" dedi.

Hızlan'ın Doğan Kuban ve Doğan Hasol arasındaki dostluğa değinmesi üzerine söz alan Doğan Hasol ise 1956 senesinde fakülte'de öğrenciyken Doğan Kuban'ın asistanları olduğunu anlattı. Hasol, 1961 senesinde çıkartılmaya başlanan ‘Mimarlık ve Sanat' dergisine o dönemde dahil olduğunu ve o zamandan sonra da bu yolda devam ettiğini ifade etti.

Doğan Kuban'a ne kadar Bizanslı olduğunu soran Hasol'a Kuban, "Bizans'ı reddetmeyen bir Osmanlıyım ben. Sarsıntısız atlamadan sıçramadan bugüne kadar geldim" şeklinde cevap verdi. Hasol, son zamanlarda özellikle Sur içinde gerçekleştirilen uygulamalara dikkat çekerek; "Sürekli Osmanlı mimarisinden, Osmanlı mimarisine uygun yapıların yapımından bahsediliyor ancak kimse Bizans yapısı yapmaktan bahsetmiyor. Osmanlı olan Bizans'tan değil gibi bir fikir var, o nedenle yönelttim bu soruyu" dedi. Buna bağlı olarak dünyada bağımsız hiçbir şeyin olmayacağını ifade eden Kuban, "özellikle günümüzde hiç olmaz" dedi.

Kuban'ın İstanbul'un yerleşim tarihi üzerine ‘İstanbul Bir Kent Tarihi: Bizantion, Konstantinopolis, İstanbul' adlı bir kitabının da bulunduğunu aktardıktan sonra Hızlan, Kuban'a yazılarının bir kısmının sadece mimari kapsamında olmadığını, bütün Türkiye'yi kavrar nitelikte olduğunu söyledi.

"Bunun nedeni öncelikle tarihçi olmamdır" diyen Kuban, "Bir de tabii önümüzde önemli dertler var. İklim değişikliği, ekonomik dertler, fakirlik gibi. Geriye dönük olarak, geride olanın bilgisi ile ileriye dönük yazıyorum. Benim yazdığım şeyler geriye ulaşsa bile ileriye dönük o nedenle biraz farklı" dedi.


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :