UIA Neden Torino'da Yapılmamalıydı?
İpek YADA AKPINAR
/ 10 Ekim 2008
İpek Yada Akpınar'ın metni, gecikmiş bir UIA konferansı yazısı olacakken, endüstri-sonrası dönemin travmasını yaşayan Torino kenti deneyimi, sosyal-ekonomik geçiş dönemi için üretilen mimari-kentsel projeler kapsamında farklı noktalara kayıyor.
Sonuç YerineAvrupa coğrafyasının ortasında, özel bir mimari dil yaratmanın ötesinde, ekonomik-politik-kültürel bağlam içinde düşünülmesi gereken mekansal oluşumlara ev sahipliği yapma hazırlığındaki Torino, endüstrileşme sonrasının sosyo-ekonomik travmalarını silme hazırlığında… Ulusal ve uluslararası bankaların, çok uluslu şirketlerin merkezlerinin yer alacağı kentte, firmalar kendilerine ileri teknoloji ile bezenmiş parıltılı yüksek binalarla dolu fiziksel adacıklar oluşturmakta. Çevrelerinde gelişen ultra-lüks alışveriş merkezleri ve tabii ultra-lüks residence projeleri, şehir coğrafyasında yerlerini almaya başlıyorlar. Bu kapsamda, stratejik olarak seçilmiş mimari ve kentsel projeler, küresel imgelerle, bu imgelerin hayata geçirilebileceği sahne düzenleri yaratılmakta... Bu mini ‘ütopya/distopya'da, göçmenlerden ve alt-gelir gruplarından ayrışmış kültürel ve sosyal coğrafyanın devamlılığı, kentlinin tercihlerine ve sosyal problemleri çözme konusunda göstereceği çabaya ve duyarlılığa bağlı hale geliyor. Çağlar Keyder'in "küreselleştirmenin parçası olabilenler ve olamayanlar" olarak sınıfladığı sosyal grupların, iş mekanlarının, sosyal yaşam alanlarının ve yaşam mekanlarının ayrıştığını Torino'da da gözlemlemek mümkün. Dünyayla bütünleşen kentsel sahne imgesini pekiştiren, daha iyi yaşam koşullarının sinyallerini veren kentsel düzenlemeler; pratikte, küreselleşmenin ve sosyal parçalanmanın fiziksel izdüşümlerini beraberinde getirmeye başlamışlar. Bu çerçevede, sosyologların İstanbul için işaret ettikleri gibi en büyük sosyal tehlike olan kamusal mekanın ayrışması küreselleşmenin çarpık sosyal boyutu olarak Torino'da da karşımıza çıkmakta.
‘Torino 2011', ‘Tasarım Yılı' ve ‘UIA', günümüzün küresel haritasında yer alma tutkusu bağlamında bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Kim bilir Torino'daki sürecin olumlu-olumsuz yönleri belki de kapalı kapılar ardında çalışan İstanbul 2010 ekiplerine veri sunabilir…
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın