Pekin’den Meksiko’ya 2016, dünyanın birçok metropolünde önemli müze yapılarının hizmete açıldığı bir yıl oldu. İnsanın bilgi, ilham ve yaratıcılığı paylaşma ve yayma arzusunu yerine getirmek amacıyla mimarlık dünyasının parlak isimleri tarafından tasarlanan son dönemin dikkat çekici müzelerini derledik.
MUSEO INTERNACIONAL DEL BARROCO / TOYO ITO
Japon mimar Toyo Ito, Meksika şehri Puebla’da Barok sanatına ithaf edilen bir müze tasarladı. Museo Internacional del Barroco ya da kısa adıyla MIB, ülkenin dördüncü büyük şehri Puebla’daki UNESCO dünya miras alanında yer alıyor. Proje, önemli bir uluslararası üslup olan Barok hareketini yapının tasarımına yansıtmayı amaçlamış. Bunu başarmak ve mekanlar arasında akışkanlık sağlamak amacıyla yapının sert hatları eğimli duvarlarla yumuşatılmış. “Daha akışkan bir mekan yaratabilmek için yapının sert ve soğuk havasını kırmaya çalıştık. Bir galeriden diğerine geçildiğinde ziyaretçilerin Barok bir mekanda olduklarını hissetmelerini istiyoruz” diyor yapının mimarları.
***
SFMOMA / SNØHETTA
Snøhetta tarafından tasarlanan San Francisco Modern Sanatlar Müzesi geçtiğimiz Mayıs ayında kapılarını sanatseverlere açtı. Mario Botta tasarımı orijinal yapı ile 10 katlı yeni strüktürü entegre eden yeni bina, bir önceki yapının üç katı büyüklüğünde bir sergileme alanına sahip.
***
TATE MODERN SWITCH HOUSE EK BİNASI / HERZOG & DE MEURON
Londra Tate Modern’e ek olarak tasarlanan 10 katlı yeni bina, geçtiğimiz Haziran ayında hizmete açıldı. İsviçre merkezli mimarlık ofisi Herzog & de Meuron, orijinal binanın hemen arkasında yer alan eski elektrik santralini 16 yıl önce yenilemişti.
***
MOCAPE / COOP HIMMELB(L)AU
Üçgen formlu taş ve parlak camdan oluşan cephe kaplaması, Coop Himmelb(l)au tarafından tasarlanan müzenin düzensiz formunu şekillendiriyor. Avusturyalı mimarlık ofisinin kurucusu Wolf D. Prix’nin proje için açılan yarışmayı yıllar önce kazanmasına karşın Shenzhen’de yer alan sanat kompleksinin yapımına 2013 yılında başlanmış. Yapı, birbirinden bağımsız iki kurumu; Çağdaş Sanat Müzesi (MOCA) ile Planlama Sergisi’ni (PE) aynı çatı altında topluyor.
***
NATIONAL MUSEUM OF AFRICAN AMERICAN HISTORY & CULTURE / DAVID ADJAYE
Washington DC’deki milli parkın içinde yer alan anıtsal yapıların karşı köşesinde konumlanan Ulusal Afrikan Amerikan Tarihi ve Kültürü Müzesi geçtiğimiz Eylül ayında hizmete açıldı. İngiliz mimar David Adjaye ve New York merkezli mimarlık ofisleri Davis Brody Bond ve Freelon Group iş birliğinde tasarlanan 37 bin 160 metrekarelik yapı, eğitim ve Afrikan Amerikan yaşamını, tarihini ve kültürünü belgelemeye adanmış bir müze.
***
MAAT / AL_A
Lizbon’daki MAAT sanat, mimarlık ve teknoloji müzesi, geçtiğimiz Ekim ayında 2016 Lizbon Mimarlık Trienali ile eş zamanlı olarak açıldı. Kurum iki farklı yapıdan oluşuyor. Bunlar Amanda Levete’nin Londra merkezli pratiği AL_A tarafından tasarlanan yeni yapı ve renove edilmiş eski bir elektrik santrali binası. Proje, şehir ve su arasındaki tarihi bağlantıyı yeniden kurgulamayı amaçlıyor. Yapının dış cephesini kaplayan 15 bin adet 3D karo, Portekiz’in zengin seramik geleneğine referans verirken dalgalı formu ise teras ve kıyı şeridini birbirine bağlıyor.
***
QUEBEC MNBAQ ART MUSEUM - PIERRE LASSONDE PAVYONU / OMA
Haziran ayında Kanada’daki Musée National des Beaux-arts du Québec (MNBAQ) yeni Pierre Lassonde Pavyonu’nu hizmete açtı. OMA tarafından tasarlanan yeni eklenti, mekanı %90 oranında genişletirken müzenin var olan yapılarını da bir araya topluyor. Yapının planı Québec şehrinin sokak yaşamını ve komşu Parc des Champs-de-Bataille’ın peyzajını da zenginleştiriyor. Altı yeni sergi ile açılan pavyon, ‘la fête nationale du québec’ ulusal tatilinde üç gün boyunca ücretsiz olarak halka açıldı.
***
ROSE MUSEUM / NEXT ARCHITECTS
Geçtiğimiz Mayıs ayında Pekin’de dünyanın ilk gül müzesi açıldı. NEXT architects tarafından tasarlanan yapı, Çin gülü desenlerinden oluşan paslanmaz çelik bir zarfla çevrelenmiş. Dış cephe ve ana bina arasında yarı açık dört farklı avlu yaratan bu bağımsız zarf aynı zamanda, değişen ışık ve gölge oyunlarına sahne oluyor.
***
LONDON DESIGN MUSEUM / JOHN PAWSON
5 yıllık bir inşaat sürecinin ardından London Design Museum, 24 Kasım 2016’da Kensington High Caddesi üzerindeki yeni binasında hizmete açıldı. 1960’lardan kalma önemli bir yapıda yer alan müze, 10 bin metrekarelik yeni mekanıyla sergi alanını üç katına çıkarmış oldu. Müzenin iç mekan tasarımı John Pawson’a ait. OMA mimarlık ofisi ise yapının çarpıcı dış cephesini ve çatısını yeniledi.
***
RAGNAROCK / MVRDV + COBE
Kopenhag’ın 30 km batısında yer alan, Danimarka’nın Roskilde şehrinde MVRDV ve COBE mimarlık ofislerinin iş birliğinde müzik temalı bir müze açıldı. Dış cephesi altın çivilerle giydirilen müzenin adı, “Ragnarock”. MVRDV’nin kurucu mimarlarından Jacob van Rijs, eski çimento fabrikalarının bulunduğu bir bölgede yer alan 3 bin 100 metrekarelik müze hakkında: “Ragnarock, rock müziğinin mimarideki yansıması; enerjik, meydan okuyan tarzıyla yüzünüze karşı haykırıyor adeta” diyor.
Kaynak Designboom