Sergi tasarımı ve yönetimi Avcı Architects tarafından yapılan Avrasya Tüneli Müzesi, tünelle eş zamanlı olarak hizmete açıldı. Müzede, Boğaziçi’ni suyun altından kat eden tünelin hikayesi ve inşaat süreci, son teknoloji anlatım teknikleriyle kullanıcılarıyla buluşuyor.
Sahne ve sergi tasarımı alanında edindiği deneyimlerle benzersiz tasarımlar yaratan mimar Sanja Jurca Avcı’nın küratörlüğünü üstlendiği, Avcı Architects tasarımı Avrasya Tüneli Müzesi’nin açılışı, tünelle eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. Etkileşimli dokunmatik yüzeyler ve sanal gerçeklik gözlükleri aracılığıyla kurgulanan, ziyaretçiyi içine çeken yaratıcı anlatım tekniklerinin kullanıldığı müzede, sergi algısına yeni bir yaklaşım getiriliyor.
Avrupa kıtasında, Bizans İmparatorluğu’nun en değerli kalıntılarından bazılarına ev sahipliği yapan Fatih ilçesinde, Yenikapı’dan başlayan Avrasya Tüneli, Asya’da Kadıköy’ün kalbinde sonlanıyor. Avrasya Tüneli İşletme ve Bakım Binası’nın giriş holünde 80 metrekarelik bir alan ile binanın dışındaki açık alana konumlandırılan Avrasya Tüneli Müzesi’nde, proje fikrinin ortaya konulması, değerlendirilmesi ve teknoloji uzmanlık boyutları ile projenin hayata geçirilmesinde rol alan insanların bir bütün olarak, ilginç bir hikaye örgüsüyle anlatılması amaçlanmış.
Sanja Jurca Avcı küratörlüğünde Avcı Architects tarafından tasarlanan; dijital işler ve dokunmatik yüzeylerin NOHlab ve NERDWORKING tarafından hazırlandığı, inşası ve kurulumunu SERGİKUR’un üstlendiği Avrasya Tüneli Müzesi, Avrasya Tüneli İşletme ve Bakım Binası içinde yer alıyor. Müzede, deniz tabanının altından karayolu tüneli ile iki kıtayı birbirine bağlayan tünelin tüm yapım süreci belgelenirken, bir hayalin nasıl gerçeğe dönüştürüldüğü de gözler önüne seriliyor.
İçerik kurgusu ve tasarım
Tünelin hikayesini basit ve açık bir biçimde ele almayı amaçlayan Avrasya Tüneli Müzesi’nde, proje hakkında fikir sahibi olmak isteyenlerin aklına gelecek dört temel soruyu yanıtlama kaygısıyla yola çıkılmış. Avrupa ve Asya’nın bağlanmasına neden ihtiyaç duyulduğu, tünelin nasıl inşa edildiği, inşayı mümkün kılan makinenin nasıl bir makine olduğu ve bunu mümkün kılan kişilerin kim olduğuna yönelik sorular, hikayenin ana temasını oluşturmuş.
Tarihteki yaşanmışlıklara tanıklık eden ve birçok önceki denemenin özetiyle başlayan dijital sergi, Persler’in Antik Yunan’ı işgal için suyu geçmeye çalıştıkları zamanlara kadar gidiyor. Dünya üzerindeki benzer projelere genel bakışın sunulduğu müzede, diğer uzun tüneller ile Avrasya Tüneli’nin karşılaştırılması ilgi çekici bir şekilde ele alınmış.
Tasarımın nasıl yürütüldüğünden başlayarak, projenin önemli detaylarına odaklanan müzede, sunulan görseller kronolojik bir sıralama izliyor. İnşaat teknolojisindeki yeniliklere ve deprem güvenliğine değinilen projede, doğal hayata en az hasarın verilmesine yönelik çabalara da yine bu kısımda yer veriliyor. Bir sonraki aşamada ise proje boyunca yürütülen araştırma ve geliştirme çalışmaları anlatılıyor. Projenin finansal yapısına ilişkin detayların yer aldığı bölümün ardından, projenin geliştirilmesinde rol alan kişiler tanıtılıyor. Projenin yapım sürecinde çokça tartışılan konulardan olan ve inşaatı mümkün kılan Alman yapımı Tünel Açma Makinesi (TBM) de olaylar zincirinde yerini almış. Hikaye, projenin arka planında görev alan yüzlerce kişinin isimleri ve projeye yön veren vizyonerlerin hikayeleri ile sona eriyor.
Avrasya Tüneli’nin çağdaş dijital haritalandırma teknolojisi kullanılarak hikayeleştirildiği Avrasya Tüneli Müzesi’nde ziyaretçiler, başlı başına bir yaratıcılık girişimi olan tünelin üretim süreci içerisine dahil edilmeye çalışılmış. Yenilikçi anlatım tekniklerinin kullanıldığı müzede bu teknikler; etkileşimli dokunmatik masa, sanal gerçeklik gözlükleri ve tabletlerle birlikte ziyaretçiyi tamamen çevreleyen ‘surround’ projeksiyon ortamı ile gerçekleştirilmiş.
Müzenin en merak uyandıran özelliği, hikayenin çoklu katman biçiminde anlatılması. En dikkat çekici yanı ise devasa duvar projeksiyonu. Ziyaretçinin; fiziksel nesneleri, duvar grafiklerini, daha derinlemesine bilgilerin sunulduğu tablerleri, Boğaz içerisinden geçen haritalanmış model kesitini ve dokunmatik masayı birbirini tamamlayacak şekilde algılaması hedeflenmiş.
3N 1K
Müzede kullanılan dört ana projeksiyon cihazı, dinamik duvar haritalama bilgisini 16 metre uzunluğundaki bir ekrana yansıtacak şekilde kurgulanmış. Yansıtılan ve sürekli değişen devasa bilgi kaynağının, sergi salonuna girer girmez ziyaretçileri çevrelemesi ve içerisine alması amaçlanmış. Her kısımda, diğer mevcut bilgi kaynakları ile tematik olarak bağlantı kuran ve bu bilgi kaynakları ile entegrasyon halindeki lineer bilgi döngülerine, “Neden – Hayal Gerçek Oldu”, “Nasıl – Hayalden Gerçeğe”, “Ne – İnanılmaz Teknoloji” ve “Kim – Bir Hayalin Birleştirdiği İnsanlar” başlıkları altında yer verilmiş.
Dijital olarak haritalandırılmış bir kesitle, tünelin Boğaz’ı nasıl geçtiği gösterilmiş. Burada, Boğaz’ın jeolojik yapısı gösterilirken İstanbul’un bu bölgesinden geçmekte olan fay hatları ile başa çıkmak üzere tasarlanmış ‘sismik bağlantılar’ın nerelerde konumlandırıldığına işaret edilmiş.
“Avrasya Tüneli Hakkındaki 10 Gerçek”
Odanın orta kısmındaki yuvarlak dokunmatik masa üzerinde yer alan “Avrasya Tüneli Hakkındaki 10 Gerçek” uygulaması, masada bulunan hareket sensörü sayesinde aktif hale geçecek şekilde tasarlanmış. Boğaz’ın uydu görüntüsü ile, dünyaya yaklaşan görüntünün deniz yüzeyine indikten sonra önce suya, sonra derindeki kum ve kayaların içerisine girişi, açılış bölümünde devreye giren animasyon ile anlatılmış. Jeolojik formasyonları keserek ilerleyen TBM’nin ekranda belirmesiyle birlikte, tünelin bitmiş halinin içerisinden akan trafik ile animasyon sonlandırılmış. Masa üzerindeki etkileşimli arayüzünün ortaya çıktığı bir sonraki aşamada, masanın çevresi boyunca ortaya çıkan 10 alanda, bir slogan veya cümle ile tünelle ilgili bir gerçek temsil edilmiş.
Daha Derin Bilgi Seviyeleri
Gerçekleştirilmesi yıllar süren ve yürütüldüğü süre boyunca sayısız dokümanın üretildiği Avrasya Tüneli’ne dair tüm verilerin sergilenmesi mümkün olmadığından, daha kapsamlı bilgi edinmek isteyenler için boşluğun çevresine, tüm bilgileri içeren tabletler yerleştirilmiş. Bu tabletlerin çoğu, doğrusal biçimde katlanmış bir metal eleman üzerine yerleştirilmiş. Bu metalin, aynı zamanda duvar projeksiyonları ile kuşatılan boşluğun çevresinde bir çizgi çizmesi sağlanmış. Metal elemanın ‘eğilmesi’ ile yaratılan tema, odanın merkezinde yıpranmış kesme dişlerin sergilendiği vitrinler ile boşlukta duran ödül kaideleri ve inşaat kasklarına da aktarılmış. Böylece tüm elemanların bir bütünün parçası gibi görünmesi sağlanarak hem görsel hem de tematik anlam birliği oluşturulmuş.
Süreçten Arta Kalanlar
Alanda kullanılan makinelerden arta kalan parçalar, ziyaretçilerin binadan ayrılırken görebileceği şekilde, tente altındaki büyük beton kaideler üzerinde konumlandırılmış. Buradaki alan, büyük bir teknik çizimle doldurulmuş ve projedeki önemli makinelerin nerelerde kullanıldığı açık bir biçimde gösterilmiş. Diğer küçük makinelerin parçaları ise soyut bir kompozisyon oluşturacak şekilde yerleştirilerek, hangi rolleri yerine getirdikleri diyagram ve çizim yoluyla aktarılmış. Binanın dışındaki açık alanlara da sismik bağlantılar için geliştirilen modellerin parçaları, tünel yüzeyini oluşturan beton segmentler ve tünel girişindeki ön dökümlü kısmın parçaları yerleştirilmiş.