Konut projelerinde mekanın fonksiyonel kullanımı ile kullanıcının yaşam alışkanlıklarını bütünleştiren EDDA Mimarlık Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz, yaşam alanlarını yenilemek isteyen ev sahipleri için dikdörtgen, L veya kare gibi farklı plan şemalarına sahip olan salon tiplerinde dikkat edilmesi gereken dekorasyon inceliklerini aktardı.
Bahar aylarının gelişini müjdeleyen şu günlerde, gözden geçirilen ilk konulardan biridir, dekorasyon. Yaşam alanlarını yenilemek isteyen ya da sil baştan yeni bir dekorasyon oluşturmak isteyen ev sahipleri için ise farklı şekillerdeki salonlar, en zorlayıcı konulardan biri... Konut projelerinde benimsediği fonksiyonel yaklaşım ile mekanın formuna uygun bir dekorasyon oluşturulması gerektiğini belirten İç Mimar Eda Tahmaz, kare, dikdörtgen ve L tipi salonları dekore ederken dikkat edilmesi gereken püf noktaları açıkladı.
EDDA Mimarlık Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz
“Alanları ayırırken bütünlüğü bozmayın...”
İç Mimar Eda Tahmaz’a göre farklı tipteki salonları dekore etmek bir hayli zor gözükse de birkaç püf noktasıyla mekanı olduğundan daha ferah bir hale getirebilirsiniz. Örneğin, “L” şeklinde bir salona sahipseniz mekanın genişliğini dikkate alarak fonksiyonel bir yerleşim planı oluşturmalısınız. Büyük bir salondaysanız, geniş alanı oturma bölümü olarak değerlendirebilir, dar alanı ise yemek odası olarak düşünebilirsiniz. Daha farklı bir stil oluşturma arayışındaysanız, küçük bir halı ve yine küçük bir kitaplıkla bu dar alanı kendiniz için özel bir alan haline getirebilir veya çocuklarınızla vakit geçirebileceğiniz keyifli bir oyun alanına dönüştürebilirsiniz.
Görünümde bir kaos yaratmamak için L tipi salonlara en çok yakışan stilin minimalist anlayış olduğunu vurgulayan Eda Tahmaz, mobilyalarda ve aksesuarlarda daha yalın bir görünüme gidilmesi gerektiğini, renk cümbüşünden mümkün olduğunca kaçınılması gerektiğini şu sözlerle vurguluyor: “Bu tip salonlarda önemli olan dar ve geniş alanı birbirinden ayırmak, ancak bunu yaparken iki alan arasındaki uyumu da gözden kaçırmamaktır. Bu bütünlüğü yakalamak için de tüm duvarları tek renk boyayabilir, daha uyumlu ve akışkan bir alan edebilirsiniz. Halı ve zemin kaplama seçimlerinde ise birbirlerinden çok uzak olmayan tonlar, birbirini tamamlayan desenler kullanmak, salonun bütünündeki uyumu güçlendirecektir. Ayrıca birkaç ayna yardımıyla, “L” tipi salonlara derinlik ve ferahlık katmak mümkün.”
“Mekana derinlik algısı vererek, olduğundan daha geniş gösterin...”
Eda Tahmaz’a göre dikdörtgen salona sahip olanların işi biraz daha kolay. Birbiri ardına dizilen eşyalar yerine L oturma gruplarının doğru seçim olacağını aktaran iç mimar, salon içerisinde yemek alanı oluşturmak isteyenler için oval biçimli bir masa ile işlevsel bir dekorasyon anlayışı yakalamayı, odanın uzun kenarlarında kullanılacak aynalar ile de derinlik algısını güçlendirmeyi tavsiye ediyor. Tahmaz, derinlik algısını engelleyecek faktörün duvarlarda koyu renk kullanımı olduğunu dile getiriyor ve ekliyor: “İdeal olan mobilyalarda beyaz, bej, krem, vanilya ve açık gri gibi soft renkleri kullanmak, duvarlarda ise saten bitişli boyalar ile mekan içerisine giren gün ışığını duvarlarda yansıtarak daha geniş bir alan algısı oluşturmak. Uzun duvarları bölmek için tablolardan faydalanabilir, bitkiler ile salonunuzun keskin köşelerini yumuşatabilirsiniz.”
Eda Tahmaz, kare salon tiplerinde ise fazla eşyanın yarattığı karmaşadan kaçınmak gerektiğini şu sözlerle vurguluyor: “Eşyalar hareket alanını ve ev içerisindeki trafiği etkilememeli. Mobilya yerleşimini, kapının yanında değil karşısında kalacak şekilde yapmalısınız. Aynı zamanda mobilyaları da karşılıklı olarak yerleştirerek daha sıcak bir atmosfer elde edebilirsiniz. Eğer salonunuz az ışık alıyorsa duvarlarda daha soğuk ve açık renkler kullanabilir, çok ışık alıyorsa da sıcak renkler ile kutu gibi bir görünüm yaratabilirsiniz.”