Helsinki’nin Munkkiniemi Bölgesi’nde yer alan Aalto Evi, ünlü Fin mimar Alvar Aalto’nun ‘Romantik Fonksiyonalist’e dönüştüğü sözde ‘yeni’ dönemini yansıtan en iyi örneklerden biridir. Mimar, bu dönemde ahşap gibi doğal malzemelerle yalın ve düz çizgilerde, kalabalıktan uzak yaşam alanları yaratmaya odaklanır.
Aino Aalto ve Alvar Aalto, Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de yer alan ev ve stüdyolarını 1934 yılında tasarladılar. İnşaatı 1936 yılının sonbaharında tamamlanan evde genç mimar çiftin, modern ve geleneksel mimariyi mükemmel bir biçimde harmanladıkları görülüyor.
Helsinki’nin Munkkiniemi Bölgesi’nde yer alan ünlü Fin mimarın evi, tanımlı iki büyük kütleden oluşuyor. Daha yüksekteki, beyaza boyanmış tuğlalı hacim ofis olarak kullanılıyor. Onu çapraz kesen, dış cephesi cam ve ahşap malzemeli daha alçaktaki bölümse yaşam alanı olarak işlevlendirilmiş.
Bu sempatik görünümlü yapının tasarımında Aalto’nun daha önceden tasarladığı Finlandiya’nın Noormarkku Bölgesi’nde yer alan Villa Mairea’dan esinlendiği düşünülüyor.
Çiftin ilk evi olan Aalto Evi, Alvar Aalto’nun ‘Romantik Fonksiyonalist’e dönüştüğü sözde ‘yeni’ dönemini yansıtan en iyi örneklerden biri olarak gösteriliyor. Mimar, ahşap gibi doğal malzemeler ve kendi haline bırakılmış bitkilerle yalın ve düz çizgilerde, kalabalıktan uzak yaşam alanları yaratmaya odaklanıyor. Fin mimarın 'Gesamtkunstwerk'e yani bütünlüklü sanat eserine (total artwork) duyduğu ilgi ise son derece tipik; evin mimarisi, aynı dikkat ve özenle tasarlanan iç mekanlar ve mobilya seçimiyle uyum gösteriyor.
Fotoğraflar Chen Hao
Aaltolar, 1930’lu yıllarda tasarladıkları mobilyalarla uluslararası bir tanınırlık ve başarı kazanmışlardı. Evlerini de kendi tasarımlarıyla dekore etmeyi tercih ettiler. Le Corbusier, Alexander Calder ve Poul Henningsen gibi ünlü sanatçı-tasarımcıların çalışmaları evin kozmopolit atmosferinin altını çiziyor. Yakın bir dönemde restore edilen ev müzeye dönüştürülerek halka açıldı.
archeyes.com
Aalto Evi hakkında detaylı bilgi için burayı tıklayın.