PKN İstanbul, Sorumluluk Sahibi Yaratıcı Projeleri Ağırladı

Amber EROYAN / 20 Aralık 2013

PechaKucha Night İstanbul'un 2013'teki son buluşmasında yaratıcı yanlarıyla ön plana çıkan sosyal sorumluluk projeleri sahnedeydi.


34 SOLO organizasyonuyla, Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) ev sahipliğinde gerçekleşen PKN İstanbul Vol.18, YEM Eğitim ve Etkinlikler Sorumlusu Zeynep Gülşen ve PKN İstanbul İletişim Uzmanı Deniz Nazdar Ungan'ın açılış konuşmalarıyla başladı. Sunuculuğu önceki buluşmalarda olduğu gibi yine Can Yücel Metin üstlendi.


Yürüyebiliyorum, öyleyse varım!

Farkındalık, bilinç ve uyumun buluştuğu adımları keşfe çıkan'Yaratıcı Dokunuşlar ile Sosyal Sorumluluk' temalı PKN İstanbul Vol. 18'in ilk konuşmacısı Sokak Bizim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Erturan'dı.

Derneğin üçüncü yıl kutlaması çerçevesinde hayata geçirilen 'Kaldırım Nerede?' projesi hakkında bilgi veren Erturan, 'Yürümek ya da yürüyememek? İşte bütün mesela bu...' başlıklı sunumunda, insan odaklı toplu ulaşımın önemini vurguladı. "Bir kentte yürüyebildiğimiz oranda varız" diyen Arzu Erturan, sosyal medyada #kaldirimnerede etiketiyle yaydıkları proje kapsamında, yayaların yanı sıra bisikletliler ve pusetlilerin de dertlerini paylaşma fırsatı bulduğunu belirtti. Projenin başlangıcından bu yana toplam 280 fotoğraf ve 347 e-mail aldıklarını söyleyen Arzu Erturan, kaldırım genişliğini ölçen 'Kaldırım Nerede' bantlarından 291 adedini kargo ile ilgililere ulaştırdıklarını, 518 bantı da elden dağıttıklarını ekledi.

Öğrencinin halinden anlayan proje

Çocukluğundan bu yana gerçekleştirmeyi istediği öğrenci okutma hayalini 'Askıda ne var?' projesiyle farklı bir boyuta taşıyan Oğuzhan Canım, PKN İstanbul dinleyicilerine 'armağan ekonomi'sine dönüşen sosyal sorumluluk girişimini aktardı. Osmanlı'da varolan askıda ekmek paylaşma geleneğini yeniden canlandırma fikriyle yola çıkan Canım, üniversite öğrencilerinin ücretsiz yemek yemesini sağlayan projeyle, ayda 20.000 TL'lik yemek paylaşılmasına aracı oluyor.

Oğuzhan Canım, projesini şöyle özetledi:

"'Askıda ne var?' kâr amacı gütmeyen bir proje. Bu sayede çocukluk hayalimi bir şekilde gerçekleştirmiş oldum. Üniversite öğrencilerinin %90'ı ailelerinin desteğiyle geçiniyor. Projenin yarattığı paylaşım ekonomisinden ayda yaklaşık 2000 öğrenci faydalanırken, restoranlar da fazladan satış yapmış oluyorlar. Şu anda Beyoğlu'nda 15 restoranda bu uygulama devam ediyor."  

Otaparka park eden yayalar

'Kadıköylüler için en az otomobiller kadar park hakkı' sloganıyla yola çıkan 'Park Hakkı' (Park Mobil) projesini PKN formatında aktaran Salon Architects kurucu ortağı Alper Derinboğaz, Tasarım Atölyesi Kadıköy (TAK)'ın açtığı yarışma için hazırladıkları projenin detaylarını paylaştı.

Moda'da denize nazır bir otopark alanını; konser, yoga atölyesi, hamak, piknik gibi işlevlerle yayaların kullanımına açan Park Mobil, halihazırda sponsor arayışında olan bir mimari çözüm...

Yarışma sonrasında Kadıköy Belediyesi ile iletişime geçtiklerini belirten Derinboğaz, "Temel fikir, arabaların kapladığı alanı kamusal olarak nasıl geri kazanabileceğimiz. Park Mobil, depolanabilir platformları ile farklı ölçeklerde şehrin her yanına yayılabilecek bir proje. Kentlilerin bir alanı sahiplenebilmesi, orayı kullanması için sınırları tanımlamanız gerekiyor. Projede yer alan strüktürlerin temel işlevi bu." dedi.

 

Lafta kalmayan diyaloglar üretmek

Komedyen ve radyo programcısı Emre Mutlu ise buluşmada, sosyal medya üzerinden geniş kitlelere ulaşan, kitaba dönüşen ve LÖSEV'e bağış olarak sosyal sorumluluğunu yerine getiren 'Türk Diyalogları' projesinin hikayesini paylaştı.

Türkiye'de yaşayan insanlara özgü diyalogların #türkdiyalogları etiketiyle paylaşılması fikrinden doğan, trend topic'ten uzun süre düşmeyince katılımcı sayısı daha da artan projenin daha sonra kitaba dönüştürüldüğünü belirten Mutlu, paylaşımda bulunan takipçilerle birlikte aldıkları karar sonucunda kitap satışından elde edilen gelirin LÖSEV'e aktarıldığını söyledi.  

Geceyi kaybedince sağlığımızdan da oluyoruz

PLD Türkiye dergisi editörü Emre Güneş, 'Aydınlatma Tasarımı için Karanlığı Aramak' başlıklı sunumunda İstanbul, İzmir ve Ankara'da yapı profesyonellerine yönelik düzenledikleri 'City Dark' film gösterimlerinden bahsetti. Şehirlerin neden daha aydınlık yerler haline geldiğini araştıran belgesel aracılığıyla ışık kirliliği konusunda farkındalık yaratmayı amaçladıklarını belirten Güneş, "Işık kentlerde moderniteyle kol kola gitmeye başladı. 'Işıl ışıl' sıfatı da bunun bir göstergesi... İnsanların 12'şer saatlik vücut ritimleri 7/24 yaşamla birlikte değişerek, kansere kadar varan organik anomalilere neden oluyor. Aydınlığı daha akıllıca tasarlamalıyız çünkü geceyi kaybettiğimizde, yıldızlar görünmez olduğunda, evrende yalnız olmadığımızı unutuyor ve egomuza yenik düşüyoruz." şeklinde konuştu.

Turizmin yaralarını ekolojiyle sarmak

Arzu Nuhoğlu Peyzaj Tasarım ekibinden Balin Özcan ve Begüm Özerk, Gökçeada'da gerçekleştirdikleri Zeytinliköy Ekoloji Merkezi'nin nasıl bir sosyal sorumluluk projesine dönüştüğünü anlattılar. Türkiye'nin ilk sualtı milli parkına, dünyanın en büyük 4. su rezervine ve verimli tarım arazilerine sahip Gökçeada'nın, turizmdeki yükselişle birlikte tehdit altına girdiğine dikkat çeken Özcan ve Özerk, adanın ekolojik dengesini korumak amacıyla 'Perspektif 2050' adlı katlımcı tasarım projesini hazırladıklarını söylediler.

Tamamı ada sakinlerinden oluşan 16 kişilik atölye çalışmasında; kompost kutuları, sebze bahçesi, yağmur suyu bahçesi, kuru wc, oyun kovanı gibi altbaşlıklara odaklanan peyzaj tasarımcıları, Gökçeada'ya kaybettiği hafızayı geri kazandırmayı hedefledi. Böylece park, ziyaretçilerin deneyimleyebileceği bir alana ve bilginin depolanacağı bir merkeze dönüştürüldü.  

Kenti bir bilene sorun; sormak güzeldir! 

Gecenin son konuşmacısı mimar - kentsel tasarımcı Derga Aguday, gönüllüleri arasında yer aldığı Next İstanbul projesi hakkında bilgi verdi. Mimarlık eğitiminin ilk yıllarında proje konusu olarak verilen kazan dairesi ile birlikte 'bir bilene danışmanın' önemini kavradığını belirten Aguday, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Sormak, kişiyi önemsemek demektir. Peki neyi, nasıl soracağız? Klasik anket yöntemi 21. yüzyılda artık ihtiyacı karşılamıyor. Next İstanbul olarak kitlelere internet üzerinden ulaşmanın gücüne inanıyoruz. Ayrıca yüz yüze etkinliklerle bu bağı güçlendiriyoruz. Uzman kontrolü, dokümantasyon, bilgilerin otoritelerle paylaşılması önem verdiğimiz diğer konular. Fikir Havuzu'nda biriktirdiğimiz paylaşımları yönetimlere aktarmayı planlıyoruz." 


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :