Önümüzdeki günlerde AKG Gazbeton'un davetlisi olarak İstanbul'a konuk olacak Jamie Fobert, Yapı-Endüstri Merkezi (YEM)'de vereceği konferans öncesinde Mimarizm'in sorularını yanıtladı.
Tarihi dokularda gerçekleştirdiği yenileme ve dönüşüm projeleri ile RIBA Ödülü dahil pek çok başarı elde eden, David Chipperfield ekolünden yetişme Fobert, kentsel çevrede eski ile uyumlu çağdaş mimari çözümler üretmenin stratejilerini paylaştı.
*
Mesleki eğitimini 'Yeni Dünya'da tamamlamış Kanadalı bir mimar olarak, tarihi kentlere ve yapılara ne zaman ve nasıl ilgi duymaya başladınız?
Toronto Üniversitesi'nden diplomamı alır almaz 1988 yılında Londra'ya geldim. Kendi ofisimi kurmadan önce, o dönem henüz genç ve küçük bir pratik olan David Chipperfield Architects 'te 9 yıl çalıştım. David'le çalışırken, tarihi kentsel bağlamda varolan karmaşıklık ve fırsatları fark etmeye başladım. Hem tarihi kentsel dokuda çalışma becerisi, hem de malzeme ve detaya verilen önem anlamında David'den çok şey öğrendim. Bu alandaki eğitimimi ondan aldığımı söyleyebilirim.
Şu ana kadar gerçekleştirdiğiniz yenileme çalışmaları arasında sizi en çok heyecanlandıran hangisiydi?
Buna yanıt vermek imkansız. Her bir proje kendi içinde heyecan verici zorluklar barındırıyor. Bu anlamda çok sayıda heyecan verici projede çalışma fırsatı bulduğum için oldukça şanslıyım.
Anderson House, Londra
Birleşik Krallık'ın tarihi miras ve koruma alanında Avrupa'daki en karmaşık planlama sistemlerinden birine sahip olduğunu söylüyorsunuz. Paris'te gerçekleştirmekte olduğunuz 'BHV Les Cours' projesinden yola çıkarak, Fransa'da nasıl bir deneyim yaşadığınızı öğrenebilir miyiz?
Bu gerçekten karmaşık bir konu. Birleşik Krallık'ta tarihi bağlamda proje üreten mimarın, uzun bir süreç sonucunda, o bölgenin planlama birimi ve koruma kurulu gibi birçok farklı kuruluştan onay alması gerekir.
Tescilli yapılarda ise, English Heritage'ın (İngiliz Miras Komisyonu) onayının yanı sıra, Victorian Society ve Georgian Group gibi konuyla ilgili özel kuruluşlar ile Birleşik Krallık'ta faaliyet gösteren çok sayıda yerel koruma birliğinden danışmanlık hizmeti almak gerek.
Levering House, Doughty Mews development, Londra
Projeye verilen tepkiler, sürece dahil olan görevlilerin kişisel görüşlerine bağlı olarak inanılmaz ölçüde farklılık gösterebiliyor. Projeye izin veren Planlama Komitesi yerel meclis üyelerinden oluşuyor ve bu kişilerin hiçbirisi planlama ya da mimarlık eğitiminden gelmiyor. Bu büyük zorluk yaratabilir. Asıl mesele, tüm bu farklı grupları, proje teklifinizin duyarlı hem de kayda değer olduğuna ikna etmek.
Bu sistem sayesinde, özel mülkiyetin korumanın önüne geçmesi önlenerek tarihi doku korunma altına alınmış ve yeni mimarlık eserlerinin tarihi doku içinde bir arada varolabileceğine dair genel bir anlayış da yavaş yavaş ortaya çıkmıştır.
Paris'te de Londra'dakine benzer ama süreç bakımından daha az karmaşık olan bir deneyim yaşadığımızı söyleyebilirim. Burada doğrudan ABF (İngiliz Miras Komisyonu'nun Fransadaki eşdeğeri) ile birlikte çalıştık. Koruma ve yeni inşaat ile ilgili konularda dinamik bir diyalog ortamı sağlayarak çalışmamıza çok destek oldular.
Aynı zamanda proje, kentin imar yönetmeliğine uyumlu olması için ‘Urbaniste' tarafından kontrol ediliyor. Birleşik Krallık örneğinden farklı olarak burada son karar profesyoneller tarafından veriliyor. Açıkçası Fransa'daki proje süreçlerini daha nesnel ve belirsizlikten daha uzak buldum.
BHV Galeries Lafayette, Hôtel de Ville department store, Paris
Moskova'da gerçekleştirdiğiniz dönüşüm projesi de oldukça merak uyandırıcı. Başka bir mimarın başyapıtı üzerine çalışmanın, ona müdahalede bulunmanın diğer projelerden daha farklı olacağını düşünüyorum.
Evet, bir (Konstantin) Melnikov yapısı içinde çalışmak gerçekten zor bir görevdi. Sanırım geniş iç mekanın bütünsel ölçeği ve kaba endüstriyel yapısı bunu bir nebze kolaylaştırdı. Uzun süredir terk edilmiş olan bina, biz çalışmalarımıza başlamadan önce mal sahibi tarafından (pek de başarılı olmayan bir şekilde) restore edilmişti. Bu da yapının değerli ve dokunulmaz olduğu hissini ortadan kaldırmıştı.
Garage CCC sanat galerisi ve ve çağdaş sanat merkezi, Moskova, Rusya
Daria Zhukova sergisinden bir kare.
Bu devasa yapı içine yeni 'yapılar' önerirken, binanın orijinal ölçeğini ve güzelliğini anlaşılır kılmak için çok dikkatli davrandık. Merkeze inşa edilen Galeri'nin şekli, mevcut yapının dış çatı penceresinin şeklinden yola çıkılarak tasarlandı. Üç atlamalı çatı penceresinin altına oturan yeni galeri, gün ışığını bu pencerelerden içeri alarak, Melnikov'un yapısının bir yansımasını oluşturuyor.
Tarihi yapıların dönüştürülmesinde belli tipolojilere bağlı olarak ekstra zorluklardan bahsedebilir miyiz?
Mevcut bir doku üzerine çalışmak her zaman zordur. Duvarların dik ve şakulde olmasının yarattığı sorunlar, daha önce görünmeyen öğelerin inşaatla birlikte ortaya çıkması ve tesisatla ilgili sorunların hepsi, zorluk yaşanmasına katkıda bulunuyor. Bunlar, tarihi dokuda çalışmayı karmaşık ve masraflı hale getiren ve tüm yapı tipleri için ortak olan sorunlar. Ama ben tüm bu sorunların aşılabileceğine ve tarihi bir yapıyı yeniden hayata kazandırmanın paha biçilemez bir faydası olduğuna inanıyorum.
2007 RIBA Ödülü sahibi Kander House, Primrose Hill, Londra
Tate St. Ives genişleme projesi, yarışma ile kazandığınız büyük ölçekli bir kamu projesi. Burada sizi birinciliğe taşıyan fikir/çözüm ne oldu?
Aslında bir fikirden çok, yarışmanın gündeme getirdiği çeşitli meselelere cevaben geliştirdiğimiz yaklaşımlar dizisiydi. Projenin, St. Ives'in tarihi kıyısını ve peyzajını yeniden ele alırken, iç kısımda sanatı ön plana alan geniş ve esnek bir mekan yaratması bekleniyordu. St. Ives'in halihazırda en büyük yapısının genişletilecek olması kentte endişe yaratıyordu.
Cornwall Council'in düzenlediği Tate St. Ives gelişim projesi yarışmasında birinci gelen JFA projesi
Sanat galerisi ve eğitim bölümü kesiti
Mevcut galerilerin seviyesine kadar inerek orijinal yapıya bu kotta erişim sağladık ve yeni inşaat kütlesini neredeyse görünmez kıldık. Yeni binanın çatısı, dış zemin hizasında, bahçeli ve deniz manzaralı bir kamusal alana dönüştürülecek. Bu son müdahale özellikle kasaba halkının beğenisini kazandı. Böylece bina içinde büyük bir çağdaş sanat alanını barındırırken, etkileyici kıyı manzarası ile birleşen malzeme ve detayları ile dışarıdan daha çok bir Kelt kıyı harabesi hissi veriyor.
İnovatif tasarım çalışmalarıyla bilinen bir mimar olmanızın yanında, zanaatkarlığa ve tarihi yapılardaki ritim ve strüktüre saygı duyulması gerektiğinin de altını çiziyorsunuz. Projelerinizde çağdaş ya da geleneksel malzeme kullanımına nasıl karar veriyorsunuz? Tarihi yapıya saygılı bir yenileme projesinin anahtarı nedir?
Tarihi doku bağlamında malzeme kullanımı konusunda iki farklı strateji söz konusu. Biz genellikle orijinal yapıda varolan bir malzeme seçip, cilasını ya da boyutunu değiştirme suretiyle bunu çağdaş bir yöntemle uygulamayı tercih ediyoruz. Bu, çalışmaya belli bir mesafeden tutarlılık verirken, çağdaş olanı sadece yakın gözlem sonucunda görünür kılıyor.
FaHa, çiftlik evi ve ahır, County Clare, İrlanda
Luker House, Londra
Diğer yöntemde ise eski ile yeni arasında net bir ayrım yapmak, yeni bir malzemeler dizisine katkıda bulunuyor. Böylece, eski ile yine rahatça yan yana gelebilen farklı bir mimarlık ortaya çıkmış oluyor.
Biz bu malzemeleri bulmak için genellikle orijinal yapının inşa edildiği döneme dair ipuçları arıyoruz. Bazı durumlarda da bu iki stratejiyi birleştiriyoruz. Örneğin Paris BHV projesinde, bir yandan geleneksel patine pirinç kullanırken, yeniden inşa edilen cephelerde tarihi malzeme ile eşleşen ürünlere yer veriyoruz.
*
Jamie Fobert'ın "Doku ve Biçim" başlıklı sunumu, "Kentsel Dönüşüm Sürecinde Bina Yenileme" konferansı kapsamında, 11 Eylül 2014 Perşembe günü YEM'de izlenebilir.