İzleyiciye, başka bir dünyanın kapılarını aralamayı vadeden sinema salonlarının aksine Het Ketelhuis, ilüzyonu değil gerçeği tercih ediyor. Het Ketelhuis'ta film izleyenler, eski zamanlarla şimdinin, kimine göre kalın kimine göre ince çizgisinde dolaşıyor; geçicilik ile kalıcılığın birbirine geçmiş tasarımında gerçeği deneyimliyor.
Amsterdam'da Ketelhuis'un kuzeyindeki eski Westergasfabriek Gaz Fabrikası'nı Het Ketelhuis Sinema Salonuna dönüştüren Mimar Ramin Visch, yapının üstünü endüstriyel bir malzeme ile kaplamayı öneren tasarımıyla dikkat çekiyor. Visch, fikri anlamda mevcut binayla ilgileniyor gibi görünüyor, ama aslında uzaysal sorunlara işaret ediyor, binanın mevcut uzayını konumlandırıyor.
Sinema salonları kırmızıyı karakterize ederek, izleyiceyekurgusal zaman dilimleri sunuyor.
Het Ketelhuis, her ne kadar mütevazı bir yapı olsa da üzerindeki endüstriyel örtü sayesinde anıtsal bir etki uyandırıyor. Boşlukların ustaca kullanıldığın tasarım, yapının her yönden ışık almasına olanak sağlıyor. Mimarın, binanın endüstriyel orijinine ve uzaysal kişiliğine gösterdiği saygı dikkat çekiyor.
Yapı, bünyesinde 50 kişilik ve 143 kişilik olmak üzere iki ayrı sinema salonu barındırıyor. Zemindeki 50 kişilik salon ile onun üzerindeki 143 kişilik salon arasıdaki bağlantı ise dış taraftan çelik merdivenlerle sağlanıyor.
Projeksiyon odalarının ve yapıya dair tüm donanımın yönetildiği büyük organizasyon odasının dışında binada tuvalet, bar, kafe ve ileride oluşabilecek ihtiyaçlar için küçük odalar bulunuyor.
Sinema binasının başarısı, sağlıklı bir ses yalıtımıyla mümkün olduğundan binada kullanılan cihazların minimum seviyede ses çıkarması ve bu seslerin de yalıtılması üzerine çalışıldı.
Sinema salonunu, çatısında 8 ton ağırlığında bir ısıtma ve soğutma sistemi taşıyor. Sistem, temiz havayı batı duvarındaki üç geniş kafesten çekerek, koltukların altından salonlara dağıtıyor ve kirli havayı toplayarak ızgaralar yardımıyla dışarıya atmaya atıyor.
Haber, Channelbeta'dan derlenmiştir.