Yedinci Sanattan Üçüncü Sanata "Gerçeküstü" Bir Yaklaşım
E. Seda KAYIM
/ 18 Ocak 2010
The Third & The Seventh from Alex Roman on Vimeo.
Bazı filozoflar, Hegel'ın "Estetik Üzerine Dersler"i ve sinema teorisyeni Ricciotto Canudo'nun metinleri üzerinden yedi asli sanat formunu sıralar: mimarlık, heykel, resim, dans, müzik, şiir ve sinema.
Sıralama tartışmalıdır ve mimarlık, bazen kendini üçüncü sırada buluverir: Aynen Alex Roman'ın fotorealistik mimari görselleştirmeleri, stil sahibi bir sinematografi ile birleştirdiği süreç üretimi "The Third&The Seventh"ta olduğu gibi…
"The Third&The Seventh", Vimeo'da izlenme rekorları kılan 11 dakikalık bir video. Neredeyse kimsenin öncesinde ismini bilmediği ve anca kısıtlı bir görsel efekt-grafik tasarım çevresinin işlerini takip ettiği Roman'ı birdenbire herkes tarafından konuşulur hale getiren bu iş, izleyicileri gafil avlıyor. İlk bakışta –en azından bilgisayar tabanlı görselleştirme (Computer Graphics – CG ) işinde çok da profesyonel olmayan gözler için- gerçek görüntülerden meydana getirilmiş gibi görünen bu animasyon film, Louis Kahn'ın Exeter'i, Mies van der Rohe'nin Barselona Pavyonu ve Tadao Ando'nun Ryotaro Shiba Müzesi gibi işlere sinematik bir bakış atıyor ve neredeyse sürreel bir kurgu içinde üçüncü ve yedinci sanatlara saygı duruşunda bulunuyor.
Roman'ın hayrete düşüren görselleştirme yeteneği ve teknik bilgisi, detaya verdiği ilham verici önem ile birleştiğinde, ortaya tartışılmaz derecede şairane bir sonuç çıkıyor.
Motionographer, bu çok ses getiren ve bir anlamda "Avatar"da karşılaştığımız görsel inandırıcılığın sadece endüstri hakimlerinin tekelinde olmadığını bize gösteren animasyonun sahibi ile konuştu.
Bize kendinden bahset. Sen kimsin? Nerelisin? Şu anda neler yapıyorsun?
1979 yılında İspanya'da bir şehirde, Alacant'ta doğdum. Öncelikle asıl ismimin Jorge Seva olduğunu belirtmem lazım; ancak bireysel işlerimi yayınlarken "Alex Roman" mahlasını kullanıyorum.
Birkaç akademide geleneksel resim üzerine eğitim gördükten sonra CG adı verilen dünyayı keşfettim. Okuldan sonra Madrid'e taşındım ve bir görsel efekt şirketinde çalışmaya başladım. Zamanın İspanya piyasasında görsel efekte pek talep olmadığı için bu görevim çok da uzun soluklu olmadı. Sonrasında VIZ (Mimari görselleştirme – Architectural visualization) işine kaydım. O günden bu yana farklı şirketlerde çalıştım. Ancak en sonunda bir görselleştirme serisi üzerine çalışmak üzere bir senelik ücretsiz izne çıktım. Sonunda tüm parçalar bir kısa animasyona dönüştürülmek üzere bir araya gelecekler.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın