Feng Shui'nin Mimarlık Hali

Amber Eroyan / 04 Aralık 2015
Feng Shui'yi yaşam kalitesini artırmak üzere kullanmaya başlayan, daha sonra ise bu ilmin uygulayıcısı olan Yüksek Mimar Banu Safran, mesleki uzmanlığını bu alanla nasıl harmanladığını anlattı.

Feng Shui ya da enerji mimarlığı...

Mimar olarak Feng Shui'ye ne zaman ilgi duymaya başladınız? Merakınızı tetikleyen ne oldu?

Banu Safran: Mimar olmanın en keyif aldığım tarafı, yaratma duygusu. Size özgü bakışınızla her projede yine, yeniden yaratırsınız. Konforu yeniden tanımlarsınız. İşte bu noktada Feng Shui ile yeni bir ölçüt kazandım. Enerji konforu… Yani enerji mimarlığı denilebilir. Yaklaşık 20 yıl önce Uzakdoğu felsefeleri üzerine merakım başlamıştı. Mesleki algımla Feng Shui ile tanıştım.

O dönemde evimi ve ofisimi yeni taşımıştım ve bazı şeylerin fazlası ile beni yorduğunu, gereksiz olaylar yaşadığımı, bunun da hayatın akışına ters olduğunu hissettim. Uzun soluklu mekân değişikliği sonrası evde, ofiste kendimi huzursuz hissetmem beni arayışlara yöneltti. Anlayacağınız önce memnun kalmış bir kullanıcı, sonra uygulayıcı oldum.

Kitaplar, seminerler derken hayatımda olumlu etkilerini keşfedince bu öğretiyi doğru ellerden öğrenme çabasına girdim. Ve sonunda Hong Kong’lu büyük üstat Raymond Lo'dan Feng Shui, Çin Astolojisi, Face Reading ve Iching eğitimlerini tamamlayıp IFSA onaylı Feng Shui danışmanı olarak yeni bir sayfa açtım.

Feng Shui enerji mimarlığı dediniz, bunu biraz açar mısınız? Feng Shui nedir, ne değildir?

Evet, Feng Shui evrenin yaşamsal enerjisini kontrol eden ve bu enerjiyi kullanan bir bilgidir. Mekânlar fiziki şartlarının dışında enerjileriyle de insanların yaşamlarını etkiler. Yaklaşık 6000 yıl önce şekillenmeye başlayan bu felsefe; enerjilerin zamana ve pusula yönlerine göre değişkenliğini görmüş, buna göre de prensiplerini oluşturmuştur. Bilinen ilk literatür, Kwok Po’nun Defin Kitabı’dır. Ve şu cümle ile başlar:

"Ejderhanın enerjisi rüzgârla dağılır, suyu görünce durur" 

Feng ‘Rüzgâr’, Shui ‘Su’ anlamına gelir. Rüzgâr enerjiyi dağıtır, su ise toplar. Buradaki rüzgâr dağların yönlendirdiği, şekillendirdiği Chi yaşam enerjisini, su ise bu enerjinin doğaya ve insana faydalı olabilmesi için hızını yavaşlatarak bereketini bıraktığı sınırlı düzlüğü anlatır. Bu saptama ile o günün mekânsal konfor anlayışı belirlenmiş olur. Sırtını dağlara yasladığın, yüzünü suyun bereketine döndüğün, önü açıklık olan arkası güvenli bir konumlanma şekli… 

Feng Shui yaşamdan beklentilerimizi hayatımıza daha kolay çekmemizi sağlar. Evrenin desteğini arkamıza almak gibi… Elbette kaderinize bir müdahale değildir, sadece şansımızı artırmak için bir seçimdir. Asla dini ve manevi bir içeriği yoktur. Sağlıklı, ilişkilerimizde huzurlu, kariyerimizde başarılı, bolluk ve bereketli bir yaşamın kapısında ön sıralarda olmak gibi… 


"Feng Shui dekorasyonda bir trend değildir"

Feng Shui günümüzde daha çok dekorasyon ile bağdaştırılsa da tarihsel süreçte binaların, yerleşimlerin yönlendirmesinde başvurulan bir öğreti olmuş. Bu bilgileri referans alarak tasarlanmış kentleri / yapıları örnekler üzerinden aktarabilir misiniz? 

Feng Shui dekorasyonda bir trend değildir. Dekorasyon ancak bizim için bir araç olabilir, amaç değil. Temel amaç mekânları dekore etmek değil, yaşam kalitemizi artırmak için mekânın aldığı enerjilere; içinde yaşayan insanları uyumlamaktır. 

Elbette 6000 yıl önce Uzakdoğu topraklarında çıkan ve şekillenen bu öğreti günümüzde bütün dünyada kendini gösteriyor. Dün Feng Shui sadece Doğu’da yaygınken çok uzun yıllardır Batı’ya açılmıştır. Ama ne yazık ki binlerce yılın birikimini ‘fastfood’ haline getirerek Pop Feng Shui adıyla adapte etmişlerdir. İnanın benim gibi klasik Feng Shui eğitimi alan danışmanlar piyasadaki yüzlerce Feng Shui kitabını okurken çok gülüyor. Günümüzde Uzakdoğu’da pek çok bölge bu öğretiye göre şekillenmiştir. Malezya, Singapur ve özellikle Hong Kong…

‘Ejderhanın İni’ denilen Hong Kong; Özel İdare'ye geçtikten sonra ciddi bir yapılaşma göstermiş, yaygın olarak Feng Shui danışmalığı alınmıştır. Şehrin coğrafi koşullarını da analiz ettiğimizde görülen; dağlara sırtını dayamış, suya yüzünü dönmüş bir yerleşim olmasıdır.

Elbette bu yoğun yapılaşma içinde her binanın sırtını dağlara, yüzünü suya vermesi oldukça zor. Burada dağ niteliğini taşıyacak yüksekçe bir bina, önde de enerjinin toplanabileceği bir açıklık yakalamak yeterli. Bugün, eğitimime dayanarak Hong Kong'un güçlü finans merkezi olmasına şaşırmadığımı söyleyebilirim. Hong Kong’da HSBC ana binası, Intercontinental ve Peninsula otelleri, Feng Shui açısından iyi örneklerdir. 

HSBC Bankası; 'Ejderha İni'nin merkezinde, mimar Norman Foster tarafından Victoria Körfezi'ne cepheli olarak 80’li yılların başında inşa edilmiştir. Yapıldığı dönemde aldığı önemli enerjiler 2004’ten sonra periyodik olarak değişince yeni durumuna göre Güney’de, arka cephesine giriş kapıları açılarak bereket ve ilişkilerdeki konfor yeniden dengelenmiştir.

HSBC giriş meydanı

Victoria Körfezi

Dünyada bu kadim bilgi; makro ve mikro planlamalarda, kurumsal ve kişisel danışmanlık anlamında hiç de azımsanmayacak yüzdelerde tercih edilmektedir. Hatta Singapur'da ve Malezya'da faal olan alışveriş merkezleri ve oteller, dönemlerinin değişen enerjileri nedeniyle yıkılıp yeniden planlanmaya ve inşa edilmeye değer görülüyor. 

Peki, Türkiye’de durum nedir?

Yaklaşık son 15 yıldır çok ciddi bir merak ve talep var. Feng Shui konusunda ehil insanlar eğitimlerini, tecrübelerini ortaya koyarak yola çıkınca, küçük ve büyük ölçekli oteller, plazalar, alışveriş merkezleri, kafe/ restoranlar bu alanda destek almaya başladı. Bireysel danışmalıklar ise daha hızlı yaygınlaşıyor. Özellikle mimari bürolar ve proje ofisleri kendilerine gelen danışmalık isteğini dışarıdan aldıkları destekle sunma fikrine artık sıcak bakıyorlar. Ne de olsa bu bir ekip işi...


"Uzun soluklu kullanacağım konut ve ofis seçimlerime dikkat ediyorum"

Kendi mesleki ve günlük yaşamınızda Feng Shui'den nasıl besleniyorsunuz?

Ben beslenme kaynağı olarak yaşamın kendisini görüyorum. Elbette iş ve mesleki anlamda şanslıyım, birbirini tamamlayan iki yetim var. Bunları birbirleri ile kesiştirmek ayrıcalık diye düşünüyorum ve bunun keyfini çıkarıyorum. Feng Shui öğretisinde birçok girdi var; mekânsal veriler, doğa, çevre şartları, zaman ve kullanıcının doğum tarihi ile taşıdığı enerji… Hepsi bir bütünü oluşturuyor. Günlük yaşamda uzun soluklu kullanacağım konut ve ofis seçimlerime dikkat ediyorum. Yapacağım iş veya toplantı önemliyse konforumu desteklemek adına benim için uygun olan yöne bakarak oturmayı tercih ediyorum. Bunu hayatımın akışını zorlayacak noktaya getirmiyorum. Bu bir seçim. Evren sizi zaten desteklemek üzere tasarlanmış. Enerjisi de bu katkılarından biri, ben sadece farkındayım.


"Binanın çatısının kapandığı tarihle aldığı bir enerji alanı var"

İnternette konuya ilişkin bir tarama yaptığımızda farklı okullarla karşılaşıyoruz. Sizin temel aldığınız okul hangisi? Temel kurallar neler? 

Ben klasik Feng Shui eğitimi aldım. Zaten hocam da dünyaca ünlü ve saygı duyulan bir danışman ve öğretmen. Bu eğitim Pusula Okulu ve Form Okulu'nu kapsıyor. Yani zaman ve pusula yönleri ile ‘Uçan yıldız’ teorisi üzerine kurulu. Ancak kişisel tercihim bu konuyla ilgili her bilgi ve ekolü süzgecimden geçirmek. Zamanla ortaya danışmana özgü bir analiz çıkıyor. Her okuduğumu doğru diye kaydetmediğim gibi, yanlış da diyemem. Öncelikle filtrelemem ve uygulayıp görmem lazım.

Temel olarak her pusula yönü bir elemente ve bir yaşamsal konfora denk geliyor. Bunun dışında zaman faktörü var. Yani binanın çatısının kapandığı tarihle (dönem olarak) aldığı bir enerji alanı. Bu alan, evrenin zamanla değişen Chi yaşam enerjisinin, binanın tamamlanması ile devreye girmesi ile oluşuyor. Biz danışmanlar da bütün faktörleri değerlendirip, kullanıcının beklentileriyle buluşturuyoruz. Bir örnek vermek gerekirse, Kuzey kariyerin yönüdür ve su elementi ile sembolize edilir. Eğer zamanla gelen enerji olumluysa bu elementi bu yönde desteklemek kariyer şansınızı artırır.

İnsan-mekân ilişkisi yaşam kalitemizde bu kadar belirleyici ve önemli mi?

Elbette önemli çünkü mekân bizi çevreleyen en küçük birimdir. Bizde yarattığı pozitif ya da negatif bir etki hayatın akışında önemli yer tutar. Çalışırken odaklanmanızı engelleyen bir dış faktör ya da huzursuz olmanıza neden olan bir düzenleme, odanızda size uygun olmayan renkler, sonuçları itibariyle kariyeriniz için bir anda önemli hale gelir. Ya da yeni bir eve taşındığınızda hayatınızda olan, anlam veremediğiniz sağlık, kariyer, ilişki ve kazançlarınız açısından olumsuz gelişmeler, Feng Shui danışmalığı için yeterli bir gerekçedir.

Feng Shui danışmanlığından ne beklemeliyiz?

Feng Shui danışmanlığında yalnızca mevcut mekânlar analiz edilmez. Bir projenin tasarlanmasından detaylandırılmasına kadar her aşamasında mevcut olabilir. Yani bitmiş, kullanılan bir mekânda iyileştirilme yapılabildiği gibi, yeni projelerde de tasarım ve inşaat aşamasında kullanılabilir bir bilgidir. Doğru konut ya da iş yeri seçimi de bu danışmanlığın içindedir.

Bu durumda kişisel bir yaklaşımdan söz edebilir miyiz?

Elbette söz edebiliriz. Aslında kişisel bir yaklaşımı olduğu için derinliğinden bahsedebiliyoruz. Bir Feng Shui analiz çalışması çok aşamalı olarak gerçekleştirilir. Önce yapının pusula yönlerine, sonra da inşaat ve taşınma zamanına göre aldığı enerjiler değerlendirilir. Daha sonra da içinde yaşayan insanların kişisel analizi yapılır. Proje bütün bu katmanların kesişimidir. Yani oldukça kişiseldir. Ayrıca her sene yenilenen enerjiler için senelik güncellemeler değerlendirilir.


Mekânsal analizler nasıl yapılıyor?

Bir Feng Shui uzmanının olmazsa olmazı nedir?

Elbette pusulasıdır. Hatta özel bir pusula kullanırız, Luo Pan denilen birçok katmanı olan hassas bir pusula. Yönler, mevsimler, elementler, sayılar, vücudun bölümleri ve hayvanlar gibi. Aslında normal askeri bir pusula da işimize yarar ama birçok veriyi aynı anda görmek kolaylık oluyor.

Sanırım bu düzenlemelerde bazı ürünler de kullanıyorsunuz?

Evet, bazı yönlerin enerjilerini dengelemek, artırmak ya da olumsuz olanları baskılamak için kullanıyoruz. Örneğin bereketin geldiği yönü su objeleri ile aktive etmek ya da evimize dışarıdan gelecek olumsuz etkilerden korumak amacı ile Bagua aynası asmak gibi. Enerjileri dengelemek için element döngülerini ve bazı sembolleri değerlendiriyoruz. Hangi yönde hangi renk, hangi materyaller ya da semboller gerekliyse onları belirliyoruz. Hatta üzerimizde taşımamızın uygun olacağı durumlar bile olabiliyor.

Banu Safran'ın profesyonel bilgilerini paylaştığı internet sayfasına ulaşmak için tıklayınız.


Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :