WAF vesilesiyle AR, Dezeen, The Architects’ Newspaper gibi dünya mimarlık medyasının önemli isimleriyle bir araya gelerek, dijital mecraların varlığında yayıncılığın mevcut dinamiklerini ve geleceğini tartıştık.
Mimarlık ve tasarım dünyası için yayıncılık ve habercilik nasıl bir önem teşkil ediyor? Mimarlık gazeteciliği, yalnızca sektörün birbirine havadis uçurması için mi vardır? Yoksa üstlenilen mesleki bilinirliği artırmak gibi kamusal bir rol müdür? Peki, dergiler bu rolü günümüzde ne oranda üstlenmeye devam edebilirler? Dijital paylaşım ve içerik üretim platformları geleceğin medyasında tekel ve egemen mi olacak? Tüm basılı medya dijitale mi geçecek? Yoksa dijital yayıncılık, "usturuplu ve ahlaklı" mimarlık medyasının tüm düsturlarını bozuma mı uğratacak? Entelektüel içerik dergilerle mi sınırlı kalacak? Basılı medya nasıl savaşacak ve yaşayacak?
Bu bitmez tükenmez soru bulutu, içinde bulunduğumuz mesleki üretim alanı düşünüldüğünde kaçınılmaz olarak zihinlerimizi kurcalıyor. Ama Dünya Mimarlık Festivali (WAF) kapsamında gerçekleştirilen seminerlerin, festivalin 4. yılında ilk kez mimarlık ve tasarım alanlarının içerik üreticilerine mikrofon uzatması, dünyanın en etkili mimarlık yayınlarının kurucu ve editörlerinin tartışmaları yönlendiren, projeleri değerlendiren aktörler olarak konumlandırılmaları, ilgili bulutu kurcaladı.
Amerika'nın 2 mimarlık gazetesinden biri olarak New York, Chicago ve Los Angeles merkezli üç farklı edisyona sahip The Architects' Newspaper'ın sahibi ve editörü Wiliam Menking; dünyanın en etkili dijital tasarım portallerinden biri kabul edilen ve WAF'ın paralel etkinliği Inside Festival'da kazananlar ile gerçekleştirdiği etkili söyleşilerle de adından söz ettiren Dezeen kurucusu ve baş editörü Marcus Fairs ile dünyanın en eski mimarlık yayını olarak bilinen, sektördeki standartları belirleyen İngiltere merkezli The Architectural Review'un (AR) editörlerinden Rob Gregory, sorularımızın yanıtlayarak mimarlık ve tasarım odaklı habercilik ve yayıncılığının en merkezi dinamiklerini soruşturmamızı sağladı.
Herkesin kendi yayınının öneminin altını çizmesi beklenendi; ancak her üç yayın formatının da –gazete, dergi ve portal- birbirlerinin handikaplarına değinmesi ilgi çekici idi. Örneğin Dezeen'in Fairs'i, dijitalleşmenin yayıncılığı özgürleştirdiğini ve şeffaflaştırdığını belirtti. AR'dan Gregory multi-medya platformlarının yetkin bilgi içermediğini, gazetelerin ise entelektüel bilgi üretmediğini ileri sürdü. Dijital dünyanın habercilik namına üretimde bulunmadığını belirten Bill Menking ise, yeni ve taze olanın ancak mimar-gazeteciler tarafından keşfedilebileceğine değindi.
Buyurun, bu üç aktörün ilham verici ve zihin kışkırtıcı demeçlerine…