Yıldız Teknik Üniversitesi'nden 2008'in Ocak ayında mezun oldum. Şu an, YTÜ Yapı Programı'nda yüksek lisans tez aşamasındayım.
Yavuz Bey'in YTÜ'de ders verdiğini biliyordum. Ne yazık ki kendisinden proje almaya yetişemedim. Mezun olduktan hemen sonra, Sepin Mimarlık'ın Mimarlar Odası internet sitesindeki ilanına başvurdum ve işe alındım. Yaklaşık 3 senedir de burada çalışıyorum.
Ofisimizde herkes her işle ilgilenir. Burası çalışanlara görevlerin dağıtılıp, sonucun sadece ‘deadline' ile değerlendirildiği bir ofis değil. Tüm ekip güncel projelerle ilgili gerekli bilgilere sahiptir. Revizyonlar hep birlikte konuşulur, karara bağlanır. Tabi ki, gruplar halinde, koordinasyonlu olarak çalışıyoruz ama burada bahsetmek istediğim kimsenin birbirinden kopuk olmadığı. Finalde, teslim aşamasında Voltran'ı oluşturuyoruz (gülüyor). Yapılacak işi, sadece bir görev olarak değil, kendi sorumluluğumuz gibi görüyoruz ve ona dört elle sarılıyoruz. Ofisimizde "yardım edebileceğim bir şey var mı?" sözünü sık duyarsınız. Burada, gerekirse kapıya veya çalan telefona da bakarsınız, çay da demlersiniz. Ama kimse bunları yaparken rahatsızlık duymaz, her şey bir aile çerçevesi içinde işler: samimi, içten, doğal… Herkes düşüncesini özgürce söyleyebilir, nasılsa sonunda Yavuz Bey dediğini yaptırır (gülüyor).
Şu anda Tarlabaşı Bölgesi Kentsel Tasarım Projesi ile ilgileniyorum. Rölöve-restitüsyon-restorasyon çalışmalarını koordine etmeye çalışıyorum. Sepin Mimarlık'ta bulunduğum süre zarfında, Denizli Belediyesi Hizmet Binası, Levent Kule, Amplio Hilton Garden Inn, Dışişleri Bakanlığı Binası, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası, ODTÜ Kampüsü, İzmir Opera Binası gibi pek çok yarışma projesinde çalışma şansım oldu. Denizli Hükümet Konağı Projesi'nin yarışma sürecinden uygulama çizimlerinin teslimine kadar bu projede yer aldım. Bu noktada, tasarımın ilk aşamasından başlayarak projenin içerisinde yer almanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.