Doğan Hasol, 01.10.1996 tarihli Yapı Dergisi'nde yayımlanan "Sahip Çıkalım" başlıklı makalesine '"Dört Genç Ressam"dan İkisi' şeklinde bir ara başlık açıyor. Bülent Ecevit'in 02.03.1954 tarihli Yeni Ulus gazetesinde çıkan "Dört Genç Ressam" yazısına atfen atılan bu başlık altında Doğan Hasol, Bülent Ecevit'in sözünü ettiği dört ressam; Selma Dağada, Özgür Ecevit, Ertem Ertunga ve İhsan Yüceoğlu hakkında yazdığı yazıyı aktarıyor:
"Dört Genç Ressam"dan İkisi
Türkiye'den bir grup mimar, Mayıs ayında Finlandiya Dışticaret Örgütü'nün konuğu olarak Finlandiya'daydık. Seyahat sırasında doğal olarak eskilere, anılara da dönüldü. Grupta, yıllar önce Ankara'da lise çağlarında birlikte resim sergisi açmış olanlar da vardı: Özgür Ecevit ve Ertem Ertunga. Aslında, farklı liselerden dört kişiymişler ve o dönemde "Z Grubu" diye bir sanat grubu kurmuşlar. Açtıkları sergiyle olumlu eleştiriler almışlar, basın da ilgilenmiş. O zamanların gazetecisi Bülent Ecevit 2 Mart 1954 tarihli Yeni Ulus'ta çıkan "Dört Genç Ressam" başlıklı yazısında bu sergiyle ilgili olarak şunları yazmış:
"Liseli dört genç, Semra Dağada, Özgür Ecevit, Ertem Ertunga, İhsan Yüceoğlu, Helikon Galerisinde bir sergi açtılar, Ertem Ertunga Arif Kaptan'ın, ötekiler de Eşref Üren'in öğrencileri. Dördünün de resimleri, şimdiden, ustalarının yüzünü ağartacak değerdedir.
Aralarında "Z Grubu" diye bir de grup kurmuşlar ama, hepsinin tuttukları yol ayrı. Hepsi, belli ki, resimde kendi kişiliğini arıyor. Zevk, duygu ve renk bakımından da birbirlerinden ayrılıyorlar. Mesela, Semra Dağada'da en hakim renk yeşil, Özgür Ecevit'te siyah, İhsan Yüceoğlu'da kırmızı.
Özgür Ecevit (x), çizgi ve formdan önce renge önem veriyor. Rengi yalnız dekoratif bir unsur değil, daha çok bir ifade unsuru olarak kullanıyor. Bugün memleketimizde empresyonizm'in baş temsilcisi olarak gösterebileceğimiz Eşref Üren'i bu sergideki üç öğrencisi içinde en yakından ve en iyi anlayarak takibetmiş olanı, belli ki Özgür Ecevit'tir. Resimlerinden ciddi bir araştırmacı olduğu anlaşılıyor... "
Yüceoğlu ve Dağada'nın çalışmalarına ilişkin görüşlerini de aktaran Ecevit, yazısını şöyle sürdürüyor:
"...Ertem Ertunga, giriştiği zor konstrüksiyon denemelerinde yaşından beklenemeyecek bir olgunluk göstermiş. Çizgileri duru ve sağlam. Teknik erginliğe genç yaşta bu kadar önem vermesine ve stilizasyona eğilimi olmasına rağmen, Ertem Ertunga'nın resimlerinde toplumsal bir ifadecilik de ön planda yer alıyor.
Henüz hayata atılmamış bu dört gencin, karşılarına çıkması mukadder olan engellere aldırmayıp ressamlığı meslek edinmelerini, insan, gönül rahatlığı ile dileyebilir."
Özgür Ecevit'in adının yanındaki (x) işaretinin dipnottaki açıklaması ise şöyle: "Özgür Ecevit'le Bülent Ecevit'in bir akrabalığı olmadığını, resimlerini överken iltimas yaptığımız sanılmasın diye belirtiriz. B.E."
Özgür Ecevit ve Ertem Ertunga, Bülent Ecevit'in dileğine uymayarak ressamlık yerine mimarlığı meslek edinmişler, böylece de resim yerine mimarlığın "mukadder engelleriyle" karşılaşmayı yeğlemişler.
Bülent Ecevit örneğindeki gibi, genç sanatçılara sahip çıkalım.