2010'un Mayıs'ı.. Mimarlık birinci sınıf öğrenciydim. Cengiz Hocam ile Kuzguncuk'taki ofisini ziyaretimiz esnasında tanışmıştık. Çokça keyifli, enerji dolu, bir o kadar dingin ve inanılmaz donanımlı… Hayranlıkla dinliyordum Hocamı, ak saçlarıyla bilgeliği temsil ediyordu benim için. Mimarlıktan, Kuzguncuk'tan, Denizli'den, Almanya'dan ve elbette İstanbul'dan konuştuk. Konuştuk diyorum çünkü; Cengiz hoca dinlerdi de.. Kibirsiz bir bilge! ''Bir kente, ayak uydurmalı hatta o kente ait olmalı insan'' demişti. Ne kadar anlamlı, o kente ait olmak...
İstanbul'a ait oldum ben de ve o vakit anladım, bir insanın, bir mimarın yaşadığı kente sahip çıkması gerekliliğini. İnsan, kentin renklerine, kentin köklerine; kendi köklerini, yaşadığı kentte büyütmeliydi.. Sohbetler ettik, aradan zaman geçti, Mimarlar Odası’nda öğrenci temsilcisi olmuştum, koşa koşa yanına gittim Hocamın, mimarlık kurultayı için bizlerin de söyleyecek sözleri vardı, eğitim! Bizim ihtiyaçlarımıza ve taleplerimize göre şekillenmeliydi, tavrımız ve duruşumuz çok netti! Gülümsedi Cengiz hoca ve ekledi:' 'Heyecanınız beni de heyecanlandırdı. Ne güzelsiniz...'' Sonrasında, Ankara'ya mimarlık kurultayına gitmek için aynı otobüste, yan yana koltuklarda yola revan olduk.. Mimarlık, eğitim, aşk, sevgi, kent ve kentlilik üzerine sohbet ettik. Kibirsiz ak saçlı bilge sabırla dinledi. Yetmezmiş gibi bir de şiir yazdı bize, o çok sesli otobüste. Çok pişmanım Hocam, o şiiri bugün ezberlemediğim için. O şiiri sizden almayı akıl edemediğim için, düşünemedim herhalde… İyi mimarlar ölümsüzdür, ölüm aklıma gelmedi..
Ve sonraları hep güzel anılar ile devam etti. Cengiz Hocayla Eskişehir'de atölye düzenledik, ilk Ayasofya gezimi kendisinin rehberliğinde yaptım. Ötesi var mı? Yok sanırım. Yarımadayı ben keşfetmiştim sanki, öyle gururluydum bu güzel gezileri organize ettiğimiz için. Gezi sonrası, ‘’Hepinizin yerine Emine’yi kucaklıyorum’’ demiştiniz ve sıcacık sarılmıştınız bana, ne güzel insansınız hiç kırmadınız bizi… Söyleyecek çok sözüm var Hocam size dair. Genç bir mimara paha biçilemez anılar bahşettiniz… Anılarım belleğimden hiç silinmeyecek, kalbim sizi hiç unutmayacak. Sizi hep seveceğim ve anacağım. Bu toprakların mimarı olmayı sizlerden öğrendik, bu toprakların mimarı olarak kalacağım.