Dünyada olan biteni geleneksel medya araçları yerine sosyal medya üzerinden takip etmek insanlık adına verimli bir gelişme mi? Okuyucu tüketiciden üretici pozisyonuna geçiyor. Farkındalığın arttığı söylenebilir mi, yoksa sığlaşma riski var mı?
Açıkçası, Yeni Yüzyıl gazetesi kapandığından beri (ki bu 2001 yılına denk geliyor) bizim eve gazete alınmıyor. Çok sıkı bir televizyon haberi izleyicisi olduğumuz da söylenemez. Ben son 5 yıldır haberleri Facebook ve Twitter'dan alıyorum, hatta internet gazetesi bile okumuyorum. Dünyada olup biteni sosyal medyadan öğrenerek de gayet güncel kalabiliyorum. Hatta artık öyle bir döneme girdik ki ana haber bültenlerinde Youtube'da en çok izlenen videolar; gazetelerde ve dergilerde atılan tweet'ler yer alıyor. Yani geleneksel medya ölürken sosyal medyaya sarılıyor.
Okuyucunun tüketiciden üretici pozisyonuna geçmesi ise ülkemiz adına biraz vakit alacak bir durum. Yurt dışında Huffington Post, Wikipedia, Wikileaks gibi örnekler varken, Türkiye'de bunun karşılığının Zaytung, Ekşi Sözlük, Bobiler olması biraz ironik aslında. İçerik üretimi alanına ve üretici pozisyonuna gelmek için daha yolumuz var.
Sosyal medya kullanıcılarının kendilerine ait olmayan içerikleri kullanma alışkanlığı, yaratıcı endüstriler açısından sakınca teşkil ediyor mu?
Geldiğimiz noktada internet ve sosyal medya, bireyleri her şeyi bedava ve açık bir şekilde kullanmaya ve bunları mütemadiyen paylaşmaya teşvik ederken, insanların (ya da sanatçıların) buradan para kazanmayı düşünmesi ve talep etmesi açıkçası biraz anlamsız olur. Nasıl ki bir eser veya içerik dolaşıma girdikten sonra artık üreticinin değil, tüketici ya da kullanıcının alanındaysa sosyal medyada da üretilen içeriğin dolaşım, kullanım ve paylaşım hakkı sosyal medya kullanıcılarına aittir. Artık bunun üzerinden bir telif hakkı talep etmek sosyal medyanın kurallarına ve ruhuna aykırıdır. Yaratıcı endüstriler de bu kurallara ve ruha göre oyunda yer almalıdır.