Haldun Dostoğlu: "Küratörler iyi çalışmış"
08 Ekim 2009
Galeri Nev'den Haldun Dostoğlu ise küratörlerin iyi çalıştıkları ve kurdukları çerçeveye uygun sanatçıların yapıtlarını seçtikleri görüşünde. Basın en çok Marksist bir söylemle ortaya çıkan küratörlerin, Koç sponsorluğunda ve bienal çatısı altında bu söylemi somutlaştırmasındaki çelişkiye dikkat çekti.
Basın en çok Marksist bir söylemle ortaya çıkan küratörlerin, Koç sponsorluğunda ve bienal çatısı altında bu söylemi somutlaştırmasındaki çelişkiye dikkat çekti. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Sponsorlu sanat olur mu?
"Sponsorlu sanat olur mu?" sorusu ne kadar yerinde olduğu konusunda emin değilim. Bildiğimiz gibi çağlar boyunca sanatın hep "hamileri" olmuştur. Bir dönem "kilise" bu hamiliği üstlenmiştir. Ardından aristokrasi sanata ve sanatçılara destekçi rolünü üstlenmiştir. Çağımızda ise büyük şirketler bu "görevi" devralmış gözüküyorlar. Duruşuna önem veren sanatçılar ise bütün dönemlerde farklı tarz ve yöntemlerle başkaldırı içinde olmuşlar,uysallaşmamışlardır.
Kavramsal çerçevesini Brecht'in oluşturduğu bienal, politik olarak çerçeve ile tam örtüşüyor muydu? Bienalin rengi gerçekten kızıl mıydı sizce?
Küratörlerin iyi çalıştıklarını, kurdukları çerçeveye uygun sanatçıların yapıtlarını seçtiklerini düşünüyorum.
Sergi alanların mekan kurgusu işlere olumlu bir biçimde yansımıydı, yoksa işlerin sergi mekanlarıyla aralarında daha özenli ilişki kurulabilir miydi?
Her bienalde veya her tür büyük sergide mekanla çok uyumlu ya da aksi örnekler görmek mümkündür. Bu işin kaçınılmaz olarak doğasında var.
Bienalde sizi en çok çarpan işler nelerdi?
Her bienalden insanın aklında bazı işler kalır. Kimi bienalden daha fazla iş hatırlarsınız kiminden ise çok az. Bu bienalden Canan Şenol, Nilbar Güreş, Akhunov, Danica Dakic, Wafa Hourani gibi sanatçıların eserlerinin aklımda kalacağına eminim.
Bienali beğenen de var, eleştiren de...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın