Aslı Biçer, Arzu İkiz ve Efe Korkut Kurt. Ekibin eksik olan elemanı ise Bilge Altuğ.
Bir sanat galerisi olmanın ötesinde bağımsız ve katılımcı sanat anlayışıyla göze çarpan Alan İstanbul, "Küpşehir" sergisi ile adından söz ettirmeye devam ediyor. Fiziksel işlevin yanı sıra sosyal mekan işlevi de görerek sanatı toplumsal etkileşimin etkin bir parçası haline getirmeyi amaçlayan ALAN, "Küpşehir" ile bu amacına daha yaklaşmış görünüyor.
Alan İstanbul'dan Efe Korkut Kurt, Küpşehir ile Alan İstanbul'un iç içe geçiş sürecini şöyle anlatıyor:
"Zeynep ve Ozan en başından beri, yaşadıkları kent ile ilgili bir sorgulamayı gündeme getirerek kendi çevreleri ile hesaplaşmak istiyorlardı; içinde yaşadıkları metropolün kaotizmini vurgulamak istiyorlardı. Alan İstanbul olarak biz mekanın, sanatçılara ilham vermesini arzuladığımızdan dolayı, Zeynep ve Ozan bize bu fikir ile geldiklerinde bunu bir galeri mekanı içinde nasıl gerçekleştirebiliriz, diye düşündük. Ve onlar önce mekanı analiz ettiler, bol bol fotoğraf çektiler, malzemeyi, dokuyu, yapının kendi dinamiklerini anlamaya çalıştılar. Bu sürecin sonunda da iç mekandaki mimari doneleri sanki kentin birer metaforlarıymış gibi algıladılar ve bunları sanki büyük ölçekteki kentin küçük ölçekteki metaforlarıymış gibi kullandılar. Söz konusu olan, oyuncak gibi sanatsal dil açısından daha naif bir estruman olduğu için de bunu kör kör parmağım gözüne şeklinde yapmadılar. Mekanın geometrik dili biçimlendirilmiş bir uzama biraz işaret ediyordu ve bu da tasarlanmış ürünlerin hepsinin kendi içinde o geometrik dilin bir uzantısı gibi şekillenmesine olanak tanıdı."
Bebeklerin formlarının mekan içindeki dokuların, tuğlaların, demirlerin hikayesi içinde oluştuğunu ifade eden Kurt, Küpşehir'e "şehir bizi şekillendirdi, biz şehri şekillendirdik" mantığı ile bakan Alan İstanbul'un, işlere tamamen sezgisel yaklaşsalar da neticede sanatçılarla aynı yere varmış olduklarını belirtiyor.
"ALAN hepimizin, iş hepimizin"
Kurt, Alan İstanbul'un galeri ve sanatçı arasında bir iktidar ilişkisi kurmak yerine "ALAN hepimizin, iş hepimizin" anlayışıyla hareket ettiğini söylüyor. "Biz sanatçının işini sahipleniyoruz, sanatçı da ALAN'ı sahipleniyor" diyen Kurt, Alan İstanbul'un ticari bir kaygı gütmediğini de vurguluyor.
Kurt ayrıca bir sonraki serginin de müjdesini veriyor: Alan İstanbul, Küpşehir'den sonra Ardan Özmenoğlu'nun Yeşilçam'a gönderme yaptığı "Taksi Şoförü" sergisine ev sahipliği yapacak.