Oyuncaklar daha sergiye çıkmadan...
Biraz bize "Küpşehir"i anlatır mısınız? Neler var Küpşehir'de?
Ozan: Küpşehir fantastik bir şehir aslında, ama bizim yaşadığımız şehirden de izler taşıyor. Burada şehri oluşturan her bir parça aslında birer karakter. Örneğin binaların da ağzı, yüzü ve bir hikayesi var. Temel olarak binalar, kediler, köpekler, insanlar gibi canlı yaratıklar, gerçek hayatta var olmayan fantastik varlıklar ve araçlardan oluşuyor Küpşehir. Birbirini tamamlayan karakterler de var, birbirlerindeki öğeleri tekrar eden karakterler de var. Aynı zamanda kalıp olarak da birbirini tekrar eden oyuncaklar da var. Ama genel olarak hepsinin bir birini tamamlamasına yönelik bir çalışma bu aslında.
Karakterlerin isimleri var mı?
Ozan: Evet. Bir sokak köpeğimiz var örneğin, adı "Sokit". Nişantaşı köpeği var, "Luka". Luka'nın hikayesi diğerlerinden farklı: Luca çok yakın bir arkadaşımın köpeğiydi ve bu sene öldü. Onun anısına Küpşehirli Luca'yı yaptık. Luca da bu kentin bir parçasıydı sonuçta ve Küpşehir'in de bir parçası oldu. Daha önceden yaptığım bir kedi vardı, "Aşure". Küpşehir için kübik Aşure'yi yaptık.
Zeynep: Örneğin sokak çocuğunun adı "Sokak Çocuğu". (Gülüyor) Ozan o çocuğu, bir sokak çocuğu yapmak için tasarlamadı aslında. Ama ortaya çıkan şeye baktık, suratı rögar kapağından, olsa olsa bu "Sokak Çocuğu" olur, dedik. Kafasında dantel örtü olan bir çocuk var, ona da "Apartman Çocuğu" dedik, çünkü o çocuk televizyonun karşısında oturuyordur gibi geldi bize. (Gülüyor)
Ozan: O çocukların kanatları var örneğin, ama neden kanatlarının olduğunu bilmiyoruz. Öyle istedik, bu da "Küpşehir"in fantastik kısmı sanırım.
Kentte üretilen unsurların yanı sıra tüketilen unsurlar da vardır ya, Küpşehir'de de tükenmek üzere olan karakterler var mı?
Evet. Sevimli birer oyuncak olmalarına rağmen ters mesajlar içeren, kente dair olumsuz şeyler yansıtan karakterler var. Kafasına uçak saplanmış bir bina adamımız var örneğin. Kendini tırmalayan kedi, kendini jiletleyen adam, yolu yiyen bir taksi… Bunlar şehrin psikopat tipleri aslında. Görsel düşünen biri olduğum için bunları nasıl ifade edeceğimi de pek bilmiyorum, ama karakterler kendi mesajlarını zaten iletirler diye düşünüyorum. Kafasına uçak saplanmış bina ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir durum koymuyoruz ortaya.
Zeynep: İnsanlarda doğal olarak 11 Eylül'ü çağrıştırıyor o karakter, ama öyle değil.
Ozan: Bu bir grafik çalışması, bir form arayışı. Mesaj gibi bir kaygımız yok.