Mimar müzisyen, müzisyen mimar

03 Aralık 2008



Siz kendinizi mimar mı, yoksa müzisyen mi olarak tarifliyorsunuz?

Aslında kendimi hiç tariflemiyorum, ama kişisel olarak müziği daha tatmin edici buluyorum. Bir de
müziğe olan tutkum mimarlıktan önce, daha çocukken başladı. Ailem "doğru dürüst" bir meslek sahibi olmamı istiyordu. Türk filmlerinin mühendisliği ve doktorluğu dayattığı yıllardı. Fakat biraz bilinçlenmeye başladığım zaman mühendisliğin bana göre çok katı olduğunu düşünmeye başladım. Doktorluğu zaten hiç düşünmemiştim. Bir gün Akademi'de Mimarlık (Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) okuyan bir akrabamın çizimlerini gördüm ve hayran kaldım. Diğer okullara göre daha özgürlükçü bir çizgide olduğunu düşündüğüm için de Akademi'nin sınavlarına girdim ve kazandım.

Üniversite hayatım boyunca da hep müzik gruplarım oldu. Çocukluğumda mandolinle çalarken de beste yapmaya çalışırdım ben. Üniversite yıllarımda bestelerim vardı. Ben sürekli kendi bestelerimizi çalmak istesem de arkadaşlarım bunları çalmayı pek istemiyorlardı açıkçası. Onlara göre başkalarının müziği her zaman daha iyiydi.

Mimarlık eğitimi müziğinize ne kattı?

Mimarlık eğitiminin verdiği bir oturaklılık mutlaka oluyor üzerinizde bir kere. Mimarlık eğitimi öğrencilerin kafasındakileri ortaya çıkarmak üzerine kurulu bir eğitim. Dolayısıyla hocalarımız aklımıza ne geliyorsa çizmemizi söylüyorlardı.

Bir de başladığınız işi bitirme disiplinine sahip oluyorsunuz mimarlık eğitimi sayesinde. Nasıl ki bir binayı yarım bırakamazsam, bir besteyi de yarım bırakamam ben. Ama besteleri yarım kalan müzisyen arkadaşlarım var örneğin. Mimarlıkta edindiğim o disiplin benim için önemli.

Şu anda da öyle mi bilmiyorum, ama Akademi bizim zamanımızda daha iç içeydi. Bugünün
çok tanınmış ressamları, heykeltıraşları ile bahçede Marmara içerdik. Mimarlıkta okuduğum halde, onlarla birlikte atölyede çalışırdım. Adnan Çoker,Cemal Tollu gibi değerini sonraki yıllarda daha iyi anladığımız Türk resminin önde gelen isimleri  bize resim dersine gelirdi.

Bütün bunların, benim müziğimin farklı olmasında ve Bulutsuzluk Özlemi'nin çizgisinin oluşmasında etkisi oldu.

Peki, müzik mimarlığınıza ne kattı?

Bunu hiç bilmiyorum...


Nejat Yavaşoğulları ile
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :