Nurdan Karagünlü

01 Ekim 2015


Karadeniz Teknik Üniversitesi İç Mimarlık bölümünden 2010 yılında mezun oldum. Geçtiğimiz Haziran ayında ise tezimi teslim ederek İstanbul Teknik Üniversitesi İç Mimari Tasarım Uluslararası Yüksek Lisans Programı'nı tamamladım. Ayrıca lisans ve yüksek lisans süresince Erasmus ve yüksek lisans değişim programları sayesinde Almanya'daki Hochschule Coburg ve İskoçyaki Edinburgh school of Art'da da eğitim görme fırsatım oldu.

Üç buçuk yıldır Atelier 187'de çalışıyorum. Daha önce 6-7 ay kadar kısa bir iş deneyimim oldu. Bu sebeple, Atelier187 benim tam anlamıyla ilk profesyonel iş deneyimim. Bizim ofiste hiyerarşik bir düzen yok, tamami ile homojen bir dağılım var. Örneğin bir proje geldiğinde aramızdan birisi projeyi üstlenir, proje sürecinde kolektif olarak çalışsak da o projeden bir kişi sorumlu olur ve projenin sonuna kadar iş böyle devam eder. Zaten şirket isminin çıkışı olan atölye kavramı da farklı disiplinlerin bir arada çalışmasından geliyor. Ofisimiz de o mantığa sahip ve o vizyonla işe başlıyor. Bu sebeple iç mimarlar ve mimarlar arasında bir çatışma yaşanmıyor. Çoğunlukla iç mimari projeler yaptığımız için kendi mesleki alanımla tamamen örtüşen projelerde bulunmuş oluyorum. Fakat, örneğin New York 'taki yarışma projesi mimari bir projeydi ve ben de birebir projenin içinde yer aldım. Makro ölçekte bir proje olması bakımından farklı bir deneyimdi ve çok fazla şey öğrendim.

Atelier 187 olarak yeniden işlevlendirme ve koruma konusunda çok başarılı işler yapıyoruz. Seçtiğimiz birçok malzeme, geri dönüşümü, yeniden kullanımı baz alan konseptlerle kullanılıyor. Eski bir evin cephesindeki ahşap başka bir evin kitaplığı olabiliyor. Yüksek lisans tezi olarak oluşturduğum çalışma da, Beyoğlu Levanten konutlarının yeniden işlevlendirilmesi üzerine incelemeydi. Benim tez konum daha çok yapı ölçeğinde olsa da mikro ölçekte yeniden işlevlendirmenin, geri dönüşümün hayata uygulanmış halini görüyorum ve bu bana çok büyük bir keyif veriyor.

Aslında ofiste gördüğünüz insanlar buz dağının görünen kısmı. Çok güzel bir ekibimiz var; marangozumuz, demircimiz... Fatoş Hanım'ın, Osman Bey'in çok uzun yıllardır tanıdıkları insanlar. Biz de ekibe dahil oldukça onlarla çok iyi ilişkiler kurduk. Malzemeyi çok iyi tanıyorlar ve kullanmayı sevdiğiniz malzemeyi anlattığımız zaman bir şekilde haberlerini bize getirip, tedarik etmemizde bize yardımcı oluyorlar. Mesela marangozumuz kendi köyünde baraj altında kalan eski ahşap evlerin bilgisini bize veriyor, biz de o evlerden çıkardığımız ahşapları projelerimizde değerlendiriyoruz ya da demir atölyesine gidiyoruz, kenara yığdıkları paslı sacları görüyoruz ve bir projede kullanabiliyoruz. Bu şekilde biraz da doğaçlama olarak malzemeyi tasarımın bir parçası haline getirebiliyoruz.


Osman Hacıoğlu ve Fatoş Başaran ile...
Atelier 187 Ekibi ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :