Şaraba olan merakın ne zaman başladı? Küçüklükten beri yeme içmeye meraklı mıydın?
Lise yıllarımda çok zayıf, hiçbir şey yemeyen içmeyen birisiydim. Ama ne zaman ailemle birlikte yemeğe çıksak, babam, "Kızımız Fransız okulunda okuyor" diye mutlaka bir kadeh şarap söylerdi. İki yudum alır, sonra yanına kola isterdim.
Daha sonra üniversite için Nice'e gittim ve orada İletişim eğitimi aldım. Fransa'da peynir ve şarap ile iyice tanışıp, çok sevmeye başladım ama bunu meslek olarak yapmayı hiç düşünmüyordum. İlk önce etkinlikler düzenleyen bir şirkette çalıştım. Müşterilerimden biri bir şarap firmasıydı. Nice'te yaşadığım için İtalya çok yakındı. Eşimle birlikte çıktığımız ilk büyük seyahat İtalya'nın Chianti bölgesine oldu. Yine oradayken Napa Vadisi'ni gezdim. Hep böyle tesadüfler yaşadım.
Üniversite eğitiminin ardından yemek sektöründe çalışmaya başlıyor ve hep aynı sektörde yola devam ediyorsun.
Türkiye'ye dönüşüm zaten Paul pastanesi sayesinde oldu. Okuldaki son senemdi, damak tadına güvenebilecekleri, Fransız tatlılarını bilen birisini arıyorlardı. Bir süre Paul'de ürün müdürü olarak çalıştım. Daha sonra orası kapanınca, özgeçmişimi Fransız Ticari Ataşeliği'ne bıraktım. Ön görüşmede pazarlama yapmak istediğimi ve seyahat edebileceğimi söyledim. Bir hafta sonra, Türkiye'nin en büyük şarap ithalatçısı Adco firmasından aradılar ve marka yöneticisi asistanı olarak orada çalışmaya başladım. Daha hiçbir şey bilmezken bana her şeyi yaptırdılar ve bu sayede çok fazla şey öğrendim. Yıllar geçtikçe de pazarlamadan şarap eğitimine doğru kaydım.
2010'da bir yıl süren profesyonel bir şarap eğitimi alıyorsun. Biraz bu süreçten bahsedebilir misin?
2010'da WSET'te (Wine & Spirit Education Trust) aldığım eğitim işin resmi boyutu oldu. Bu sürece girdiğimden itibaren Adco'daki işverenlerim beni bu konuda hep eğittiler. Fransızca bilmem de şarap isimlerini öğrenmeme çok yardımcı oldu. Adco'nun ardından; ithalatçı, üretici, perakendeci olmak üzere sektörün her yönünde çalıştım.
WSET'te Resmi eğitim sürecime dönecek olursam, 2009 yılında Yunus Emre Kocabaşoğlu'nun Veritas şarap kurslarına katılmıştım. 2010'daki WSET kursu ile de ilk uluslararası sertifikamı aldım. Sertifika programı için hocayı Türkiye'ye getirdiler. Otuz kişilik sınıfta yedi kişi diplomayı geçti. Ve ben de kursu sınıf birincisi olarak tamamladım. Hayatımda ilk defa bu kadar iyi notlar aldım (gülüyor). Haftanın her günü, 09:00 – 18:00 saatleri arasında verilen yoğun bir eğitimdi ama bir şeyi isteyerek okumanın farkını orada gerçekten gördüm. Şarap çok keyifli bir iş ve iyi ki içine düşmüşüm diyorum.
Burçak Desombre, l'Ordre Mondial des Gourmets Degustateurs (OMGD) üyeliğine kabul edilirken
Sommelier yarışmasına katılmaya nasıl karar verdin?
WSET eğitimimizi Kayra Academy'de aldık. Diplomamı birincilikle aldıktan sonra, akademinin müdürü Cüneyt bey, Türkiye Sommelier Yarışması'na katılmam için beni teşvik etti. Yarışmadan sadece bir hafta öncesinde haberdar oldum, o güne kadar hiç restoran deneyimim yoktu. Yarışmadan önceki gün, 2008 Avrupa Sommelier Şampiyonu İsa Bal bize bir eğitim verdi ama birebir servis yaptırmadı. Aynı gece, Ulus 29'un sommelier'si olan arkadaşım Stéphane'a gittim ve bana ‘dekantasyon'u (sıvıyı tortusundan ayrılacak şekilde yavaşça boşaltma) öğretmesini istedim. İlk dekantasyonumu Stéphane ile, ikincisini evde, üçüncüsünü ise jüri önünde yaptım ve ikinci oldum (gülüyor). Ödül olarak İspanya'ya eğitime gönderdiler.
İspanya nasıl bir deneyim oldu senin için?
İspanya eğitimi benim için çok güzel bir deneyim oldu. Çinli, Güney Afrikalı, Amerikalı, Portekizli, İspanyol katılımcılar vardı. İtalyan yarışmacı uçağını kaçırıp gelemedi. İngiltere'yi Fransız bir yarışmacı temsil etti, zaten birinci de o oldu (gülüyor). O insanları görmek gerçekten harika bir deneyimdi. Chaîne des Rottiseurs'ün (CDR) düzenlediği bir yarışmaydı ve orada bizi de bu kuruluşa üye yaptılar. Bu sene de, CDR'nin şarap ayağı olan ‘L'Ordre Mondial des Gourmets Degustateurs (OMGD)'ye üye oldum.