2012 yılında DP+Güzey'e gelene dek daha çok mimarlık yayıncılığı alanında, özellikle kitap projelerinde çalıştım. Bir seneye yakın bir süre de Tasarım Merkezi (TM) dergisinde görev aldım. Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nde çalışırken, mimari sergilerden her türlü etkinliğe kadar mimarlığın kamusal yüzünü oluşturan, sokaktaki insana mimarlığı ve kenti anlatan pek çok çalışmada yer aldım. ‘Yaşasın Mimarlık' adlı belgesel projesi de bunlardan biriydi. Şu anda Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde mimarlık tarihi alanında doktora çalışmama devam ediyorum.
Aslında Güzey Mimarlık benim 20 senelik dostlarım ve birlikte büyüdüğüm insanlar. İki üç sene önce çağırdılar, geldim ve devam ediyorum. Birlikte olmaktan çok mutluluk ve gurur duyduğum bir ekibin içindeyim. Buraya hiçbir zaman bir iş yerine gelir gibi gelmiyorum. O yüzden daha önceki profesyonel iş deneyimlerimle kıyaslayabileceğim bir ortam değil benim için. Zaten yerine göre hiç çıkmadığım, sürekli uğradığım bir mekanken şimdi bir köşesinde bir şeylerin ucundan tutmaya çalışıyorum.
Güzey'in ve kısmen DP+Güzey'in 'Güzey Medya' diye başlıklandırdığımız çalışmalarını yürütüyorum. Bunlar, web sitesinden sosyal medya moderatörlüğüne, sergi paftaları tasarımından, broşürlere ve kartvizitlere kadar varan çeşitli çalışmalar. Bir tanıtım metni yazacaksak ya ben altlığı oluşturuyorum ya da süreç yine benim yürütücülüğümde ilerliyor. Mimari projelerde de daha çok konsept projelerle ilgileniyorum. Uzun yıllar mimarlığın pratik cephesinden uzak kaldığım için burada da o cepheye çok girmiyorum.