Siyasi anlamda angaje bir mimar/vatandaş

07 Kasım 2014

Gördüğüm kadarıyla, projelerinde mimarlıkta sosyal sorumluluk meselesini sık sık gündeme getiriyorsun. Bu konudan biraz daha bahsedebilir miyiz?

Aslında şu sıralar, kişisel tarihinizi paylaşmanızı isteyen bir araştırma programına başvuru metni yazmakla meşgulüm. Ben 1960'lar ortamında yetişmiş biriyim; Martin Luther King konuşmasını yaparken oradaydım ve bu hareketin bilfiil içindeydim. Ardından savaş karşıtı hareket, kadın hakları hareketi ve eşcinsel hakları hareketi... Bunlar benim için her zaman önemli oldu.

Mimarlığa yönelmemin ardında tabi ki çizmeyi ve bina yapmayı sevmem yatıyor ama kent ve binaların şekillenmesinde toplumsal ilişkilere dair okunacak çok şey olması da meslek seçimimi etkiledi. Ve hala kent tasarımının eşitlikçi bir toplum yaratılmasında çok önemli olduğuna inanıyorum. Kentler düşünme ve çalışma yöntemimizi açık bir biçimde şekillendiriyor.

Diğer yandan mimarlık ofisim MSS bünyesinde Çin'de bazı projeler yapıyoruz. Güzel ve sürdürülebilir olduğunu umduğumuz bu projelerin siyasi bir yanı olduğu ise açıkça ortada. Buna karşın mahalle düzenleri, sürdürülebilirlik ve gezegenle ilgili diğer konularda oldukça ileri görüşlü ve geniş ölçekli kentsel tasarım projelerimiz de var.



Ofisin internet sitesine bakarken, Gazze'de bir yeşil çatı projesi yaptığınızı gördüm.

Evet, bu Terreform'un eski bir projesi. Aslında Gazze halkı ve mimarların bu konuda nasıl yardımcı olabileceği üzerine yazılar yazıyorum. Sol eğilimli The Nation dergisinde bir köşem var. Bir sonraki yazım Gazze üzerine olduğundan şu anda bu konuyu düşünüyordum. 

Bugün gazetede yayımlanan BM raporunda, Gazzelilerin eski durumlarına geri dönebilmek için 6 milyar dolara ve 20 yıla ihtiyaçları olduğu öne sürülüyor.  

Bu her zaman mimarlığın sorunu olmuştur; mimar gibi hareket ettiğinizde sınırlarınızın ne olduğunu tam olarak bilmezken, siyasi anlamda angaje bir vatandaş gibi hareket ettiğinizde ise başka sorumluluk alanları keşfedersiniz. Neden bahsettiğimi anlıyor olmalısınız, siz de Gezi'de bunları yaşadınız... 


"Güney Asyalı sözleşmeli işçilerin hapishane gibi ortamlarda nasıl çalıştıklarını gördüm"

Bütün bunlar bana mimarlığın mevcut durumunu ve yıldız mimarların inşa ettikleri projeleri düşündürtüyor; Zaha Hadid'in Azerbaycan'daki kültür merkezi, Herzog & de Meuron'un Çin'deki stadyumu... Onların yaklaşımı ile MSS'in karşılaştırdığında neler söyleyebilirsin?

İnsanların kendilerini ayrıştırmaya mecbur kaldıklarını düşünüyorum. Bir kent parçası, bir ofis yapısı, bir otel, bir çalışma kampı ya da bir propaganda bakanlığı tasarlamak çok başka şeyler. Bildiğin üzere bunun bir dizi ölçütü var; bunlardan biri de şüphesiz yapının işlevi. Örneğin ABD'de yapılan tartışmalardan biri de, mimarların hapishanelerin tasarımına dahil olup olmaması gerektiği ile ilgili. Bir grup mimar hapishane fikrine bile karşı; geçenlerde meslek örgütü mimarların tecrit hücresi ya da ölüm odası tasarlamasının yasaklanması için bir girişimde bulunuldu. Dolayısıyla bu, çizgiyi nerede çekeceğiniz ile ilgili bir iş. 

Bazı çok nefret uyandırıcı rejimler var; örneğin Kuzey Kore'de hiçbir tasarım yapmıyoruz. Zaha'nın Azerbaycan'daki binası ise çok farklı birşey ve de oldukça güzel. Bu tür sorunlarla yüzleşmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Çok yüksek enerji harcanarak üretilebilen yapı elemanlarını tartışmanın ötesinde Zaha'nın da içinde bulduğu Körfez ülkelerindeki çalışma koşullarında dair problemleri tartışmak daha önemli gözüküyor. Şu ana kadar o coğrafyada çalışan 1000 civarında işçi yaşamını yitirdi.

Abu Dabi ve Dubai 'de bizzat bulundum. Güney Asyalı sözleşmeli işçilerin hapishane gibi ortamlarda nasıl çalıştıklarını gördüm. Biz de bu işleyişin bir parçasıyız. Mimarların diğer meslek sahiplerinden daha fazla sorumluluğa sahip olduğunu düşünmüyorum ama pratiğin içselleştirilmesi ve mimarlığın her şey için bir çerçeve oluşturması sebebiyle, bazı ayrımların yapılması çok önemli olmaya başlıyor. Diğer yandan, mimarlık her insan için bir hak.  İnşaat faaliyeti önemli; katlanarak artan dünya nüfusu ve kentlerdeki karmaşa konut ihtiyacını karşılamayı gerektiriyor. Bizim de profesyoneller olarak buna katkıda bulunmamız, propaganda yapmamız lazım.


Mimar, Eğitimci, Aktivist Sorkin ile Mesleki Yol Haritası Üzerine
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :