Türkiye'de de yapmış olduğunuz projeler var, değil mi?
Bodrum yakınlarında inşa edilen -ve artık varolduğunu düşünmediğim- Avrupa pazarına yönelik küçük tatil evleri var. Ayrıca Riva'da yeni bir ilçe için plan hazırlamıştık. Ama görünüşe göre üçüncü köprü tam da o alanda yapılıyor, o sebeple projeden hiçbir şey çıkmadı.
Bir de Zeytinburnu'nda gönüllü bir proje yapmıştık. Faruk Göksu'nun ikna gücü bizi o projeyi karşılığında birşey beklemeden yapmaya sürükledi. Mahalle yaşamının korunmasına odaklanan; yeşil alanlar, bostanlar ve yürüme yollarını kentsel ölçekte bağlayan iyi bir projeydi. Genelde buna benzer müşterisi olmayan propoganda projelerinde çalışıyoruz. Bu arada Zeytinburnu'ndaki üç gökdelenin yıkılma kararının da çok iyi bir gelişme olduğunu düşünüyorum.
"Süha ile kardeş gibiyiz"
Türkiye'de düzenlenen bazı mimari/kentsel tasarım jürilerine de katıldınız. Bu nasıl oldu?
‘Süha Özkan' desem?
Elbette, başka birşey söylemene gerek yok.
Süha'yla 1970 yılında AA (Architectural Association)'da tanıştık, o zamandan beri de çok yakın iki arkadaşız, hatta kardeş gibiyiz. İkimiz de hem mimarlık eğitimi, hem Ağa Han Ödülleri, hem de Türkiye'deki yarışmalar ile ilgiliyiz.
Geçen yıl ‘Design Mind' adlı kategoride Ulusal Tasarım Ödülü'ne layık görüldün.
Evet, Beyaz Saray'da açıklandı. Tasarım üzerine fikir üreten kişilere verilen bu ödülü bana; polimorf bir pratiğim olması, mimar-eğitimci kimliğim ve bir sürü kitap yazdığım için layık gördüler.