"Türkiye'de mimarlık inşaat sektörüne eklemleniyor"

06 Haziran 2013

ERA Mimarlık'ın kuruluşu 1972 yılına uzanıyor. Babanız Ertun Hızıroğlu'nun temelini attığı ERA'ya, yurtdışında mimarlık eğitiminizi tamamladıktan sonra, 2003 yılında katılıyorsunuz. Ofisi dışarıdan gözlemlediğiniz dönemden başlayacak olursak, gençlik yıllarınızda ERA'yı nasıl bilirdiniz, içine girince nasıl buldunuz?

İçinde iş yapar hale gelmekle, sadece keşif duygusuyla ofise gelmek arasında bir fark var tabii ki... İnsan hayatında sorumlulukların getirdiği bir yönlendirme oluyor. Ben ilkokul beşteyken pazarları şantiyeye giderdik. Bu meslekle olan ilişki, biraz yapıları göre göre, projeleri izleye izleye ortaya çıkıyor. Tabii ufakken algım çok başkaydı. Türkiye'nin dışa açılmaya başladığı 80 sonrası dönemden bahsediyoruz... Kriz dönemlerini atlarsak, onun dışında kalan periyotlarda oldukça hızlı bir yatırım sürecine geçildi. ERA'nın Carrefour ve muhtelif müşterilerle çalışmaya başlaması, ofisi çok farklı bir organizasyon haline getirdi. O zaman Türkiye'de öyle bir satış mantığı, öyle bir ortam ve bunun getirdiği mekan tipi yoktu. Belki bir de Galleria'yı sayabiliriz. Yani aslında çoğunluğa hitap edecek bir mekan yoktu. Carrefour'un biraz o boşluğu doldurduğunu düşünüyorum.

Sorunuza geri dönecek olursam, çalışmaya başlamadan önceki perspektifimle sonrası arasında hakikaten farklılıklar oldu. Özellikle yurtdışına gidip oradaki ortamı gördükten sonra, ülkenin mimarlığı nasıl şekillendirdiğini daha net bir şekilde görebildim. Her ülke için şu kültüre, şu altyapıya, şu imkanlara, şu koşullara sahip diye konuşulur, belki biraz klişe ama bunun mimarlık üretimini  etkilediğini düşünüyorum.

Ülkedeki mekansal gelişim de önemli. Önce bazı yapıların oluşması ve içselleştirilmesi gerekiyor. Ve mimarlar bu süreçte tek başlarına değiller. O yüzden de sektör olarak o kültürü yerleştirdikten sonra ileriye gitmek ve farklı öngörülerde bulunmak daha kolay. Sadece son dönem değil, 1970'lere bakıldığında da yurtdışıyla arada çok büyük fark var. Bu daha iyi olduklarını göstermiyor, imkanların mümkün kıldığı ve yarattığı bir kültürel durum aynı zamanda... Burada mimarlık inşaat sektörüne eklemleniyor. Yurtdışında ise bu işin daha farklı bir yürüyüşü var. Aslında orada da mimarlar kendilerine göre zorlanıyor. Ama mimar biraz aykırı olmalı, cesaret edilemeyene girmeli ve önerebilmeli. Yeni bir şeyler ortaya koymak, inşaat firmasından ziyade mimarların işi... Bugüne kadar Türkiye'de bu konuda bazı fırsatların kaçırıldığını da düşünüyorum.


Kırk Yıllık Ofise Taze Kan için Yurtdışı Deneyimi
Kıtalararası Organizasyon, Yerel İşgücü
Gerçekleşen Hayaller, Yeni Hedefler
Söz ERA Ailesinde...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :