Valensiya'da doğmuş, burada yaşayan ve çalışan bir tasarımcı olarak, kentinizin tasarım sahnesinde güçlü olduğu yönler hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu anlamda kentin sunduğu fırsatlar neler
Valensiya olağanüstü bir yer. Çok büyük bir kent değil ama olağanüstü yaratıcılıkta insanlara sahip. Özellikle mimarlık, tasarım, sanat, müzik alanında geleneksel bir birikimi var. Şenliklere eşlik eden bandolar sayesinde her çocuk bir enstrüman çalmayı öğreniyor. Müzikle dolu bir ambiyansı var kentin.
Gerçekten de öyle, buraya gelirken yandaki okulun avlusundan müzik sesleri yükseliyordu.
Müzik önemli bir kültürel zenginlik. Aynı zamanda gastronomi ve diğer yaratıcı alanlar da Valensiya'da güçlü bir yere sahip. Pazarlama dilinde "high champion" diye bir ifade vardır. Valensiya olağanüstü yaratıcılığa ve yaratıcı insanlara sahip bir kent. Tasarım alanına odaklandığımızda, geniş bir iyi tasarımcılar topluluğu ile karşılaşıyoruz. Bu hem profesyoneller hem de genç tasarımcılar için geçerli. Kentte ve çevredeki yerleşimlerde 6-7 tane tasarım okulu bulunuyor. Tasarım okumayı tercih eden çok sayıda öğrenci var. Tasarım ürünleri yapan birçok üretici, bu ürünleri satan birçok dükkân mevcut. Bu ürünlerin sergilendiği ulusal ölçekli büyük bir fuara ev sahipliği yapıyoruz. Bunların yanında tasarıma hizmet eden bir sistem söz konusu; tasarım kültürünü besleyen dergiler, bloglar... Bu sisteme eklemlenen birçok parçadan bahsedebiliriz; ADCV ve diğer tasarım dernekleri... Dolayısıyla zengin bir tasarım ekosistemine sahip olduğumuz söylenebilir.
Valensiyalılar özellikle objelere ve grafik tasarıma olan yaklaşımları ile takdir görür. Grafik tasarım konusunda gerçekten çok cesur ve yaratıcıyız. Sonuçta bu tasarımlar şarap şişesinden mağaza yazılarına, restoranlara kadar her yere uygulanıyor. Yabancı ülkelere çok nitelikli projeler üreten, uluslararası ödüller kazanan tasarımcılarımız var. Birkaç yıl önce, Volkswagen, Tiffany, IKEA gibi uluslararası firmalar ile çalışan Valensiyalı tasarımcıların projelerini içeren "From Valencia with design" adlı bir sergi hazırlamıştık.
Benim bu ekosistemde eksik olduğunu düşündüğüm tek şey, ulusal ve uluslararası çapta tanıtım. Diğer şeylere zaten sahibiz. Kolektif bir prestij elde etmek için güçlerimizi birleştirmeliyiz. Milanolu bir tasarımcıyı düşünecek olursak, iyi bir başlangıç noktasına sahip. Bu da İtalyan tasarımının sağladığı kolektif prestijin bir sonucu.
Kentin kendisi bir marka, bir etiket...
Evet, bu çok bilinen bir şey. Aynı durum Londralı bir tasarımcı için de geçerli. Valensiyalı tasarımcılar olarak bu ekosisteme dahil olmaya ve bu prestiji elde etmeye çalışıyoruz.
Barselona da bu avantaja sahip...
Evet, çünkü bu konuda çalışmaya çok erken başladılar. Barselona yıllardır "tasarım kenti" olarak kabul görüyor. Tasarım, bu kent için gerçekten öncelikli bir konu. Aynı konsepti Valensiya'da sağlamayı istiyoruz. Tabi kendi kişiliğimizi ortaya koyarak...