Öncelikle Carlos Tiscar'ın kim olduğunu, tasarım yolculuğunda nasıl bir yol izlediğini öğrenebilir miyiz? Bu alanda çalışmaya nasıl karar verdiniz? Doğduğunuz kent Valensiya'nın bunda nasıl bir etkisi oldu?
Her şey küçük bir çocukken başladı. Dört kız kardeşim olduğu için evimiz oyuncak bebekler ve bir sürü kız eşyasıyla doluydu. Sonra evde bulduğum malzemelerle başka şeyler yapabildiğimi fark ettim. Annemin özel kıyafetleri yıkadığı bir çamaşır tahtası vardı. Bu masif ahşap yüzeyle patenlerimi birleştirdim. Kız kardeşlerimle bunun üstüne binip koridorda dolaşmak gerçekten çok eğlenceliydi. Yine aynı çamaşır tahtasına çiviler, paket lastikleri ve mandallar ekleyip, eğimli bir yüzey oluşturarak kendime ev yapımı bir tilt yarattım. Tabi annem çamaşır yıkayacağı zaman tüm bu malzemeleri teker teker söküp, sonra yeniden takmam gerekiyordu. Kullanılabilir nesneleri oyuncağa ya da başka şeylere dönüştürme yeteneğimi keşfetmek son derece keyif vericiydi.
Carlos tasarladığı düzeneği karalarken...
10-11 yaşındayken, bir büyüteç ile karton kutuyu bir araya getirerek, televizyonu duvara yansıtan bir projektör yaptım. Tıpkı sinemadaki gibi... Bu, normal bir nesnenin fantastik kullanımıydı. Tek sorun, görüntünün baş aşağı olmasıydı. Bunu düzeltmek için televizyonu ters çeviriyorduk. Gerçekten çok komikti. Böylece varolan bir şeyi dönüştürerek bambaşka bir şey yaratmanın gücünü keşfetmiş oldum.
Bir iki yıl sonra gönlümü araba tasarımına kaptırdım ve çoğunlukla araba çizmeye başladım. Ve bunun aslında ne kadar zor bir şey olduğunu gördüm. Çünkü arabanın oldukça karmaşık bir geometrisi vardı ve ben bunu perspektiften çizmeye çalışıyordum. Bir bakıma insan figürü çizmek gibi. Arabada da çok ince oranlar, kıvrımlar var. Bu araba sevdası, İtalya'ya gidip araba tasarımı okuma ve dönemin ünlü tasarımcıları Pininfarina, Italdesign Giugiaro, Bertone ile çalışma hayali kurmama neden oldu. Araba tasarlayacak olma ihtimali bile beni büyülüyordu. Sonraki eğitimim hakkında seçim yapma şansım olunca, babamla konuşup araba tasarımcısı olmak istediğimi söyledim.
Babanızın mesleği neydi?
Topograftı, Orman Bakanlığı için teknik haritalar çiziyordu. Onu hep masa başında çizim yaparkenki haliyle hatırlıyorum. Tabi bunun da tasarımcı olmamda etkisi oldu. Diğer yandan annem de içmimarlık ve dekorasyon ile her zaman ilgiliydi. 70'lerin modern görünümüne sahip bir evde yaşıyorduk. Mobilyalarımız, duvar kağıtlarımız hep modern tarzdaydı. Sınıf arkadaşlarımın evleri ise hiç öyle değildi, hepsi de klasik evlerde oturuyordu. Sonradan bu parlak renkli, belirgin hatlara sahip mobilyaların tasarımcı olmamda önemli bir etkisi olduğunu gördüm. Dolayısıyla bu iki etki, tasarım odaklı düşünmemin başlangıcını oluşturdu diyebilirim.