Betül Yüceel Çöloğlu ve Furkan Çöloğlu tarafından kurulan iç mimari, danışmanlık, proje ve uygulama çalışmaları üreten tasarım ofisi Studio86 Çat Kapı konuğumuz oldu.
Covid-19 süreci sebebiyle fiziksel olarak gerçekleştiremediğimiz Çat Kapı röportajlarımıza çevrim içi olarak devam ediyoruz. Çat Kapı’nın 24 Mart Çarşamba günü konuğu Studio86'dan İç Mimar Hande Aydoğan oldu.
2013 yılında tarafından kurulan Studio 86’nın faaliyet alanları arasında konut, ofis, perakende mağazası, restoran, otel gibi küçük ve büyük ölçekli projeler bulunuyor. Yaptığı mekân ve ürünlerde müşterinin istek ve ihtiyaçlarını saptayarak yenilikçi, fonksiyon ve estetiğin bir arada olduğu, doğaya saygılı, “insan” konforunu üst seviyeye taşıyacak projeler üretmeyi amaç edinen ofis üretimlerinde Betül Yüceel Çöloğlu ve Furkan Çöloğlu ortaklığında devam ediyor.
Petra The Flooring Co. desteğiyle gerçekleşen söyleşinin kısa başlıklarını buradan okuyabilir, tamamını ise YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.
Ezgi Tezcan: Öncelike sizi ve Studio 86’yı tanıyalım.
Hande Aydoğan: TOBB Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimari ve Çevre Tasarımı mezunuyum. 2018 senesinden beri Studio86 bünyesinde çalışıyorum. Aynı zamanda da Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsünde İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı'nda yüksek lisansa devam ediyorum.
Stuido86, Betül Hanım ve Furkan Bey ortaklığında kurulan iç mimarlık, proje ve uygulama ofisi. Kurulduğu ilk günden itibaren hem uygulama hem de proje bazlı tüm alanlarda çalışmalarını sürdürüyor. Sadece özel alanlarda değil; ofis, kafe, restoran, konut gibi bir çok alanda üretimlerimiz var.
Aslıhan A. Erkmen: Ofisteki işleyişten bahsedelim, proje süreçlerinde iş dağılımı nasıl oluyor?
HA: Bir projeye çalışmaya başladığımızda, uygulama da bizden çıktığı için, herkesin, her aşamada projeye dahil olması çok önemli. Çünkü tasarımının iyi çıkması kadar uygulama sürecinin de iyi takip edilmesi gerekiyor. Bu da ancak herkesin, her aşamada konuyu takip etmesiyle ve detaylarına hakim olmasıyla mümkün oluyor. Böylece ortaya daha sağlıklı ve daha tasarıma uygun sonuçlar çıkıyor. Kendi içimizde proje, 3D tasarım, uygulama, şantiye olarak ne kadar bölünsek de günün sonunda herkes projeyle ilgili bir çok konuya hakim. Uygulama ayağında bunun daha güzel sonuçlar getirdiğine inanıyoruz.
Bir proje geldiğinde önce yerleşim çalışıyoruz, sonrasında bir fikir çalışması yaparak müşteriyle paylaşıyoruz. Müşteriden aldığımız doneler ile birlikte 3D çalışmamız başlıyor. Aynı zamanda da şantiye çalışmalarını da başlatıyoruz. Sektörde uygulama bildiğimiz kadar tasarıma, tasarım bildiğimiz kadar uygulama sürecine de dahil olmamız bence çok önemli.
Next Level Ofis
ET: Tasarımdan uygulama, uygulamadan tasarıma birbirini besleyecek bir döngüden bahsediyorsunuz. Bir yandan da iç mimarlık ince detayların çözülmesini gerektiriyor. Mekandaki her koşula hakim olmanız gerekiyor. Sizin ofis olarak özellikle peşine düştüğünüz mekansal bir deneyiminiz var mı?
HA: En büyük hedefimiz ve hala projelerimizde yakalamak istediğimiz nokta bütün projelerde bütün detayları düşünerek, planlayarak hayata geçirmek. Mesela bir restoran projesi çalışıyorsak o restoranda kullanılacak servis takımına bile karar veriyor olmamız gerekiyor, orada bile bizim tasarımımızdan parçalar olmalı. Şu anda bunu birçok projemizde uyguluyoruz. Bizim işimiz tamamen detaydan oluşuyor, sonu yok...
Söyleşide Hande Aydemir projelere dair, ofis olarak yaklaşımlarından bahsederek Next Level Ofis ve V.Jardin Kafe projelerine detaylı olarak değindi.
V.Jardin Kafe