EKODesign 2010 Konferansı Gerçekleştirildi
mimarizm.com
/ 14 Nisan 2010
Mimarların ve mühendislerin bir arada çalışmasının çevre açısından taşıdığı öneme her fırsatta dikkat çeken AVCIARCHITECTS Kurucu Ortağı mimar Selçuk Avcı ise Clegg'in söz ettiği karbon ayak izlerine atıf yaparak, kendisinin bu izlerin nasıl değiştirileceği ile ilgilendiğini dile getirerek sözlerine başladı.
Avcı, ekolojik tasarımın ancak bütünsel bir yaklaşımla mümkün olduğunu vurguladığı konuşmasına doğadan bir örnek vererek başladı. Çöl'de yaşadığı koşullara adaptasyonunda çok spesifik bir solunum sistemi geliştirmiş olan canlılardan devenin burnunun çalışma sistemini anlattığı ilk bölümde; binalarımızın tasarımında da sürdürülebilir bir yaklaşımın doğal örneklerden ilham alarak doğal yöntemlerle gerçekleşmesi gerektiğini dile getirdi. Bunu yapabilmek için de mimarların teknik ekip arkadaşları mühendislerle yaratıcılık esnasında işbirliği yapması gerektiğinin şart olduğunu söyledi.
Türkiye'deki mevcut yapıların çoğunun, mimarlar tarafından değil, yaratıcı tasarım kavramından uzak sıradan kişiler tarafından yapıldığına dikkat çeken Avcı, mimarlar arasında da ancak %5'lik bir kısmının ekolojik açıdan tasarımcı olarak anılabileceğini dile getirdi. Mühendislerin ise tasarımdan tamamen kopuk mimarların eli ayağı olarak üretim yaptıklarını hatırlatan Avcı, Türkiye'de multidisipliner çalışmaya yetkin mimarlar ve mühendisler yetiştirmenin gerekliliğine dikkati çekti ve mühendislerin daha en başından mimarlarla birlikte tasarıma katılması ve aynı kağıda düşüncelerini aktarması gerektiğini vurguladı.
Avcı konuşmasına şöyle devam etti:
"Her Mimar Leonardo Da Vinci gibi evrensel adam olmak ister, her şeyi tasarlamak ister, fakat artık tasarımda bilmemiz gereken kavramların orantısı ve derinliği o kadar arttı ki kendi başımıza yapmamız mümkün değil. Bu bir ekip işidir artık ve her yerde de örneklerini gördüğümüz gibi "Bütünsel / Ekolojik" tasarım kavramı hepimizin ortaklasa katılması gereken bir yöntemdir. Türkiye'nin mühendisleri yaratıcılığa katılmalı, mimarlarla kolları sıvalamalıdır."
Jacques Ferrier Architects Kurucu Ortağı Jacques Ferrier ise yaptığı "Duyusal Kent" başlıklı konuşmasında sürdürülebilirliği "mimarlık ile teknik arasındaki denge" olarak tanımladı. Ferrier, ekolojik yaklaşımını projeleri üzerinden anlattı.
"Yerine Ait Ekonomik Yapı" üzerine konuşan mimar ve yapı biyoloğu And Akman ise "Ekolojik yapı, yapılmayan yapıdır" diyerek tamamen ekolojik bir yapının olamayacağını dile getirdi. Akman ne yapılırsa yapılsın az ya da çok ekolojik döngülere müdahale edildiğini vurgulayarak çevreye en az müdahale eden şu yöntemi önerdi:
"Yapı, hafriyattan çıkan toprak ile yapılsın ve ömrünü tamamladığında da olduğu yerde çöksün."
Akman, "yerine ait yapı"dan kastının ise "yapının bulunduğu yerin malzemesinden, toprağından yapılmış, anıtsal olmayan ve şeklinden çok içeriği ile ilgilenilen" yapılar olduğunu dile getirerek, konuşmasını yerine ait yapı örneklerinden örnekler göstererek tamamladı.
"Sürdürülebilir Tasarım – Mimarlık ve Mühendisliğin İşbirliği" başlıklı konuşmasında BDSP Çevre Mühendisliği Ortaklığı Klaus Bode, danışmanlık yaptığı dünyaca ünlü projeler üzerinden "Çevre Danışmanlığı" sürecinin, tasarımın hangi aşamasında başladığını, bunun geliştirme ve yatırım değeri üzerindeki etkilerini aktardı. Bode, odak noktasının sürdürülebilirlik ve bununla birlikte kaçınılmaz olarak çevre tasarımı üzerine kaymasının, mimarlık ve mühendislik arasındaki entegrasyonun ihtiyacını vurguladığını ifade ederek şöyle konuştu:
"Mühendislik çözümleri mimarlığa oranla detaylara daha hakim olma eğilimindedir. Kritik bir bakışla mimarlık ve mühendislik teoride ve pratikte nasıl birlikte varolabilir? Nasıl paralel gelişim gösterebilir ve pazarın isteklerine cevap verebilir? Biz tek kelimeyle ‘sürdürülebilirlik' ya da belki ‘hayatta kalma' olarak açıklanabilecek bir çeşit devrim çağına giriyoruz."
Diğer konuşmacılar gibi konuşmasında mimarlık ve mühendislik arasındaki işbirliğinin önemine vurgu yapan Bode, mühendislik ve mimarlık arasındaki işbirliğinin ve buna paralel olarak sürdürülebilir mimarlık örneklerinin sınırlı kalması konusunda "finans, bilgi ve teknoloji eksikliği ve ego" bahanelerinin öne süldüğünü dile getirerek, gerçek sorunun hem mimarların hem de mühendislerin tutumlarında yattığını söyledi. Bode, konuşmasına projelerinden örnekler göstererek devam etti.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın