Hasanpaşa Gazhanesi: Yüzyıllık Bir Hikâyeye Sahip Çıkma Öyküsü
Hatice KURTULUŞ* / Maya Arıkanlı ÖZDEMİR**
/ 08 Ocak 2010
Yeniden işlevlendirilmesi İstanbul 2010 kapsamındaki projeleri arasında olan Hasanpaşa Gazhanesi, İstanbul'un önemli endüstri yapıları arasından yer alırken aynı zamanda da kent toprağının sahiplenilmesi açısından önemli dersler içeriyor.
İstanbul'un modernleşme tarihinin en önemli simgelerinden olan bu alanların sanayi siti olarak korunması ve bu koruma kararına uygun yeni işlevlerle canlandırılmasını savunan meslek kuruluşları ve yerel inisiyatiflerin müdahalesi / mücadelesi ile bu alanların kentsel arazi olarak değerlendirilmesine karşı bir direnç oluşturulmuştur. Bu girişimler sayesinde bu alanlar sanayi siti olarak koruma kapsamına alınmıştır. Böylelikle bu alanlardan bir kısmı müzeye dönüşmüş, bir kısmı üniversitelerin kullanımına açılmış ve bir kısmı da farklı işlevler alarak ayakta durabilmiştir.
Günümüze ulaşan endüstri mirası yapılarından biri olan Hasanpaşa Gazhanesi 1892 yılında İstanbul'un Anadolu yakasının gaz ihtiyacını karşılamak ve sokaklarını aydınlatmak üzere kurulmuştur. O yıllarda, Anadolu yakasının en büyük gaz üretim merkezi konumundadır. İstanbul'da doğalgaz ile ısınma sistemine geçilmesiyle birlikte havagazı üretimi durdurulmuş ve o günden sonra, Hasanpaşa Gazhanesi, farklı dönemlerde kömür deposu, otobüs garajı, İETT deposu olarak kullanılmıştır. O dönemdeki hâkim anlayış, Gazhane alanındaki binaların yıkılarak yerine ‘modern' yapıların, katlı otoparkların yapılmasını öngörmektedir.
Bu hâkim anlayışın karşısında, 1994 yılında önemli bir gelişme yaşanır. Hasanpaşa Gazhanesi Kadıköy Belediyesi ve duyarlı kent sakinleri sayesinde sit alanı ilan edilir. 1996 yılında ilk kez bir araya gelerek Gazhane için fikir oluşturmaya başlayan mahalle sakinleri, konuya duyarlı tarafların, meslek odalarının, mimarların görüşlerini alma ve mahallede bir anket çalışması yapma yoluna giderler. Buradan çıkan sonuçlar Gazhane bölgesinin bir kültür merkezi ve yeşil alan olarak değerlendirilmesi yönündedir. Tüm bunların sonunda bir imza kampanyası başlatılır ve toplanan 8000 imza ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşülür. Düşünülen kültür merkezi için mimari projenin İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından hazırlanması teklifi Büyükşehir Belediyesi'ne sunulur. Tarafların görüşlerine sessiz kalmayan Belediye İstanbul Teknik Üniversitesi'ne mimari bir proje hazırlatır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Koruma Kurulu tarafından da onay almış, Gazhaneye ait binaların sosyo-kültürel tesis olarak yeniden işlevlendirilmesine yönelik İTÜ'ne hazırlatılan projeyi 22 Haziran 2001 tarihinde onaylar.
Sürecin buraya doğru evrilmesinin başlıca aktörü ise Gazhane Gönüllüleri'dir. Mahallede yaşayanlar, yıllarca gazhanenin sıkıntısını çekmişlerdir. Şimdi ise gazhanenin kamu yararı dışında başka amaçlarla kullanılma olasılığı burada yaşayanları harekete geçirmiştir. Bir açık alan olarak, tüm risklerine rağmen, gazhane ile çevre halkının yıllara dayanan bir birlikte yaşama alışkanlığı vardır. Gönüllülerin mekâna ve buraya ilişkin kamusal duyarlılık yaratmaya dair hassasiyetleri, modern endüstri mirasının en özgün örneklerinden olan bu açık alana ilişkin hayaller ve düşünceler üretmelerini beraberinde getirir. Mahallelinin kendi kendine örgütlenmesi ile başlayan "Gazhane Çevre Gönüllüleri" hayallerinin, düşündüklerinin izini daha rahat sürebilmek için 1998'de Gazhane Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi'ni kurarak kurumsal bir kimliğin de taşıyıcısı haline gelir.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın