Bu soru da nereden çıktı demeyin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin resmi internet sitesinde, 16 Şubat'ta bir haber yayınlandı. Başlığı karikatür gibiydi: "İstanbul artık planlı bir şehir".
Peki neden böyle oldu? Belediye yönetimi, diğer belediye başkan adayları ile polemiğe girdi de ondan… "Ben bir yılda planı yaparım" diyen bir aday olunca, Belediye teknik olarak henüz hazır olmayan bir plan çalışmasını alelacele onayladı. Neden hazır değildi derseniz… Bunun birkaç başlık altında verilebilecek bir cevabı var.
İlk olarak, önceki Plan'ın iptal edilmesinden önce mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti ve Belediye o planı revize etmeye başlamıştı. 2008 yılının yaz ve güz aylarında bu plan çalışmaları hızlandırılmıştı. Bu aşamada meslek odalarından da görüşler istenmişti. Diğer odaları bilmiyorum ama Şehir Plancıları Odası plan çalışmaları hakkında görüşlerini Belediyeye iletti. Bunlara herhangi bir cevap verilmemiş olması açık olarak gösteriyor ki, Plan teknik hazırlık sürecini sağlıklı olarak tamamlamadan onaylandı.
Bu aşamada dile getirilen eleştirilerden biri, ikinci bir başlık olarak, plan ile ilgili kurum görüşlerinin yeterli düzeyde alınmadığına yönelikti. Daha da açık söylemek gerekirse, önceki Plan'ın da zaaflarından biri olan tarım alanlarına yaklaşım konusu bu planda da gündeme geliyordu. Tamam, önceki plana göre bir miktar mutlak tarım alanı bu özelliğini koruyacak şekilde yeniden tarımsal amaçlı planlanmıştı ama gene de hala tarım alanlarının tamamı korunabilmiş değildi.
Belki İstanbul'da tarım mı olur diye düşünenler olabilir. Burada tarım alanlarıyla ilgili konuyu bu kadar önemli görmemiz, ormanlar ve su toplama havzalarına atfettiğimiz önemden kaynaklanıyor. Daha doğrusu, bunların hepsini İstanbul'un sürdürülebilirliği açısından birbirini tamamlayan çevresel değerler olarak algılıyoruz. Bu bakımdan, İstanbul çevresindeki her bir metrekare doğal alanın mümkün olduğunca korunabiliyor olmasını hedef olarak göstermeye çalışıyoruz.
Orman alanlarını iyi kötü Orman Yasası koruyor. Su toplama havzalarını da İSKİ Yönetmeliği iyi kötü koruyor. Tarım alanları bunların içinde en talihsiz olanı… Çünkü buralarda tarım dışı kullanımlarda kamu yararı bulunup bulunmadığına karar veren "Toprak Koruma Kurulu" adında bir organ var. Eğer tarım alanlarının tarım dışına çıkarılmasında "kamu yararı" görülürse, plan tarafından gelişme kararları oluşturulabiliyor. Bu kurulun İstanbul'un tarım alanları için nasıl bir karar verdiğini bekleyip göreceğiz.
Bütün bu kurum görüşlerinin bilimsel ilkelere uygun olarak elde edilmesi, bunların planlama tekniği açısından çoklu değerlendirmelerinin yapılması ve sentez verilerinin oluşturulması gerekiyor. Bunlar yapılmadan oluşturulan plan kararlarının bilimselliğinden söz etmek mümkün olamaz.