Burcu Şenparlak, Erkan Akan, Gülşah Cantaş, Merve Akan Büyükergen&Merve Duysak ve Murat Şahin "Mimarlara Sorduk" serimizde "Mimarlıkta Yetenek Önemli midir?" sorusuna dair görüşlerini paylaştılar.
Burcu Şenparlak, Swanke Hayden Connell Mimarlık, Genel Müdür
Mimarlık, yaratmayı/tasarlamayı kapsayan bir sanat olduğu gibi mühendislikle de ayakta duran teknik bir bilimdir. Bu nedenle meslekte yetenek tek başına bir kriter olamaz. Titizlik, merak, çalışkanlık, tutku ve analitik düşünme ile güçlendirilmiş bir yetenek “mimar”ı tarifler.
*
Erkan Akan, LOT Studio, Kurucu
Mimarlık; olaylara farklı açılardan bakarken aynı zamanda birleştirici olmak, bütüncül düşünürken, kimse farketmeyecek olsa bile, tasarımdaki en küçük detayı dahi heyecanlı kılabilmekten geçiyor gibi. Kenarda duracak bir obje yapmıyoruz. Tasarımımız yaşıyor ve kullanılıyor. Bu sebeple öncelikle o yapının işlemesi için gerekli temel şeyleri yapmamız gerekiyor. (Bunu yapabilen de kendini "mimar" olarak adlandırıyor neticesinde. Ama sadece işleyebilen bir yapıda mimarlık nerededir bu tartışılır.) Bu temeli attıktan sonra aslında mimarlıktaki yetenek gerekli hale geliyor. Ve burada genel anlamıyla kullandığımız, doğuştan geldiğine inanılan "yetenek"ten bahsetmiyorum. Zamanla edinilmesi de mümkün ama kesinlikle kolay değil. Hem düşünce, hem pratik açıdan kendini geliştirebilmek gerekiyor. Bunun üzerine, tasarlamak için heyecan duymayı da ekleyelim. Gözlemlediğim kadarıyla bu heyecan olmazsa olmaz. Ancak heyecan o sorumluluğun üstlenilmesiyle yok olmayacak kadar yüksek ve gerçek olmalı.
Bence; sen bir sabah uyandığında, tasarlayan gibi, mimar gibi bakmaya başlarsan sonra da masaya oturursan, çuvallarsın. Ama her gün uyandığında o tasarlayan gözüyle bakarsan; zamanla gelişir, o gözle incelemeye ve değerlendirmeye alışırsın. Özellikle bu işe duyduğumuz ilk heyecan biraz güdüsel. Ancak iyi tasarlamak zamanla oluşan bir kas gibi. Yani çalıştırmadan kendi kendine oluşamaz.
Hep aklımdaki bir anımı anlatırım bu tarz konular açıldığında. Lisans yıllarında üst dönem arkadaşlarımın dönem sonu proje sergisini gezerken isimlerini görmeden iki projeyi hızlıca incelemiştim. İkisi de iyi projelerdi. Ancak, biri sadece "matematik"ten oluşuyordu. Diğeri ise, içinde bir ruh barındırıyordu. İşte yetenek de sanırım burada devreye girmeye başlıyor.
*
Gülşah Cantaş, Kontra, Kurucu
Einstein’in bir sözünü örnek vermem gerek bu soruya: "Dehanın 10'da 1'i yetenek, 10'da 9'u da çalışmaktır".
Mimarlık bir çok parametresi olan bir sanat dalıdır ve öznesi insandır. Daha sağlıklı, daha konforlu, daha iyi şartlarda yaşamak için mimarlar, çevreyi, kültürleri, tarihi ve mekanları incelerler. Elde ettiği bilgiler ışığında yeni yapılar, yapı çevreleri tasarlar, inşaat sürecini yönlendirirler.
Çok fazla araştırma, okuma yaparak, yenilikleri takip etmeleri gerekir. İnsan psikolojisini ve ihtiyaçlarını çok iyi özümseyerek, projenin ihtiyaçları doğrultusunda deneyim tasarımı yapmamız gerekir. Bunu ancak çok çalışma ile gerçekleştirebiliriz.
Dünyada azmin yerini hiçbir şey tutamaz. Yetenek tutamaz. Yetenekli ama başarısız birçok insan var. Zeka da tutamaz.
Avantaja çevrilmeyen zeka yalnızca bir klişeden ibarettir. Azmin ve kararlılığın ve çok çalışmanın gücü sınırsızdır. Geleceğimizi şekillendirecek kuvvet kendi içimizdedir. Bir insan bütün gün düşündüğü şeydir.
*
Merve Akan Büyükergen&Merve Duysak, MONAD Mimarlık, Kurucu Ortaklar
Yetenek sözcüğünün kaynaklardaki kelime anlamı; “öğrenme olmaksızın kişinin zihin ve devinim alanlarındaki iş başarma gücü” olarak geçer. Yetenek, kişinin doğasında kendiliğinden olabilen, sonradan kazanılamayan bir güçtür.
Mimarlık için gereken temel yetenekleri saymak gerekirse 5 major başlıktan bahsedebiliriz;
• Matematik ve geometri
• Tasarım
• Analitik olma ve problem çözme
• Takım çalışmasına yatkınlık
• İletişim kabiliyeti
olarak sıralandığında bunlar mükemmel bir şekilde işleyen 5 parçalı bir sistemdir.
Mimarlıkta yetenek elbette aranmalıdır. Renkleri doğru şekilde bir araya getirmek, materyallerin mantıklı yorumlanması, hacimsel (geometrik) düşünebilmek ve aynı zamanda fonksiyona düzgün hizmet edebilmek, fotografik hafıza gibi tüm kabiliyetlerin baz miktarda bulunması kişinin kendini bu anlamda yetiştirebilmesi adına çok değerlidir.
Bir çizim programını herkes kolaylıkla kullanabilir belki, ama önemli olan bu sonsuz düzlemde neyi nasıl çizildiğidir. Ya da sahada karşılaştığı problemleri mevcut zemine uygun çözme kabiliyeti ve buna ilişkin kriz yönetimi de bir yetenek sayılabilir. İşte tam da bu noktada hayal gücü ve yukarıda bahsi geçen tüm parametreler devreye girer. Tamamının sentezi, iyi bir mimar olmaya bir adım daha yaklaştırır.
Böyle bir meslek dalında yetenek olmadığında, projelerde hem zaman, hem ekonomik anlamda, hem de nitelik adına büyük kayıplar yaşanabilir. Kişinin kendinde yaptığı analizlerle çalışacağı en uygun alanı belirlemesi, hem kendi adına hem de iş ilişkileri kuracağı kişiler adına daha faydalı olacaktır. Önemli olan bireyin kendindeki ışığı görüp bunu dürüstçe ve mantıklı bir biçimde yorumlayabilmesidir.
*
Murat Şahin, PDG Mimarlar, Kurucu Ortak
‘Yetenek’ nedir? Aslında tanımlamamız gereken belki de bu. TDK‘da geçen tanımlarından bakarsak; ‘Bir kimsenin, bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, istidat, kabiliyet, kudret’. Bir diğer tanımı ise; ‘Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite.’
Toplumda var olan algıyı dillendirecek olursak; ‘resim’ ya da ‘çizim’ yapma konusunda farkındalığı olan ya da sahip olduğu potansiyeli iyi kullananı mimarlık için ‘uygun’ bir potansiyel olarak görüyor ya da yorumluyor. Yani bu işin temelinde bile toplumun ‘mimarlık’ algısının başka, bu eğitimi alan bireyin kazandığı farkındalıkla gördüğünün başka olduğunu söyleyebiliriz. Mimarlığı sadece çizim yapmak olarak değerlendiremediğimiz için ‘yetenek’ tanımını mimarlık için yeniden tanımlıyoruz aslında. Mimarlık yaparken sadece tasarımsal bir kabiliyet ile sınır oluşturamayız. Günümüzde çoklu bir girdinin üst tanımlamasıdır mimarlık. Bilgi, yetenek, öğrenme, deneyimleme, araştırma, görme, duyma, dokunma, yönetme, yönlendirme, disiplinler arası koordinasyon, deneyimleme… gibi birçok eylemin organize edilmesi ve bir düzlemde buluşturulmasıyla ‘ürün’e ulaşılmasıdır mimarlık. Bu yüzden artık tekil isim üzerinden değil ekip ile var olan bir ‘yetenek’ tanımı söz konusu diye düşünüyorum.
Evet mimarlık için yetenek gerekir, ama hayır sizin anladığınız anlamda değil.