"Turizm Yapıları Yerellikten Uzaklaşıyor"

Sevim Büyüktaş Demir / 07 Ekim 2016
Yapı-Endüstri Merkezi (YEM), Mimarlık Haftası kapsamında düzenlediği etkinliklerin üçüncü gününde “Turizm Yapıları” paneline ev sahipliği yaptı. Sektörün önemli profesyonellerinin katıldığı panelde, turizm yapıları ile ilgili deneyimler ve öneriler paylaşıldı.

Mimarlık Haftası kapsamında bir dizi etkinliğe imza atan Yapı-Endüstri Merkezi’nde (YEM) “Turizm Yapıları” masaya yatırıldı. Argos Yapı Genel Müdürü ve Mimar Aslı Özbay moderatörlüğünde yapılan panelde; Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre&Sergi Sarayı Genel Koordinatörü Güniz Atıs Azrak, Otel, Otelcilik Yatırımları ve Yönetim Danışmanı Mehmet Ata Tansuğ, Delicias Travel&İncentives Ortağı ve Yöneticisi İskender Çayla, Delicias Travel&İncentives Ortağı ve Yöneticisi İskender Çayla deneyimlerini aktardı. Mimar Aslı Özbay, Türkiye’nin elinde ciddi turizm oteli stoğu olduğunu belirterek, bunların revize edilmesi gerektiğinin ve bunda da mimarlara çok iş düştüğünün altını çizdi.

“Kongre merkezleri, etkinlik binası olarak tasarlanmalı”

Otelcilik ve kongre merkezi deneyimlerini paylaşan Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre & Sergi Sarayı Genel Koordinatörü Güniz Atıs Azrak, mimarlarla birçok kez bir arada çalışma imkanı bulduğunu söyledi. Güniz Atıs Azrak, bir yapıda işleyiş açısından neye ihtiyaç olabileceğini bildiğini belirterek, mimarla beraber işletmeye yönelik kararlar verdiklerini ifade etti. Kongre merkezleri üzerinden iyi bir yapıda olması gereken özellikleri anlatan Azrak, “Kongre merkezlerine binlerce kişi girip, çıkıyor. Bunun için de çoklu kişilere göre dizayn edilmesi gerekiyor. Akıllı bina konsepti de bizim için çok önemli bir konu, buna değer veriyoruz. Bu tür yapılar etkinlik binası olarak tasarlanmalı. Kongre merkezi planlanırken; fuar alanı, yemekhane ve mola yerlerinin mutlaka olması gerekiyor. Bina içindeki alanlar arasında geçişlerin pratik olması lazım. Giriş ve çıkışların işleyişi kolay olmalı. Bina içindeki akışın pratik olması gerekiyor” dedi. İstanbul’daki kongre merkezlerinin belli bir amaca yönelik olarak tasarlandığını ve sonrasında ortaya çıkan ihtiyaçlara yanıt vermediğini ifade eden Azrak, bunun da sıkıntı yarattığını ve yapının pratik kullanımını engellediğini kaydetti. Azrak, mekanların küçük olarak nasıl kullanılabileceğine doğru bir gidişin de olduğunu sözlerine ekledi.

“Otellerin çevre, doğa ve tarihi eserle uyumlu olması gerekiyor”

Panelin diğer bir katılımcısı olan Delicias Travel&İncentives Ortağı ve Yöneticisi İskender Çayla da İstanbul’daki otellerden örnekler vererek, pratik yaşanmışlıklarını paylaştı. Çok iyi otellerde bile bazı önemli detayların göz ardı edildiğine değinen İskender Çayla, bunların yeri geldiğinde otel misafirini zor durumda bıraktığını vurguladı. Otellerin çevre, doğa ve tarihi eserle uyumlu olması gerektiğinin altını çizen Çayla, “İstanbul’da yapılan bir yapı şehrin tarihi siluetini bozabiliyor. Tarihi dokuyu koruyarak yapılan yapılar olduğu gibi, olmayan yapılar da mevcut” dedi. Türkiye’de turizmin hızla gelişen bir sektör olduğuna dikkat çeken Çayla, iyi otellerin inşa edildiğini; ama bazı sıkıntılarının da olduğunu dile getirdi. Ciddi bir insan topluluğunun Türkiye’yi yurt dışında tanıtmak için büyük bir çaba sarf ettiğini kaydeden Çayla, yanlış algıları kırmak için mücadele verildiğini söyledi.

“Otelde deniz manzarası bazen ciddi sıkıntılar yaratıyor”

28 yıldır rehberlik yapan ve Anadolu’nun pek çok yerine gitme imkanı bulan Seyahat Yazarı, Turist Rehberi ve Turizm Film Yapımcısı Şerif Yenen, yaşadıklarını ve gözlemlerini aktardı. Turizmle ilgili bir yapı yapılırken, öncelikle içinde bulunulan durumun iyi değerlendirilmesi gerektiğine değinen Şerif Yenen, trendlere göre yapının inşa edilmesinin de çok önemli olduğuna işaret etti. Otellerde deniz manzarasının da bazı sorunları beraberinde getirdiğini sözlerine ekleyen Yenen, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Denize paralel oteller yapılıyor. Ama bir kısmı deniz manzaralı, diğer kısmı da kara manzaralı oluyor. Bu iyi bir mimari değil. Grup halinde otele giden misafirler, sürekli karşılaştırma yapıyor. Çoğu, deniz manzaralı oda istiyor. Bunu da her zaman karşılamak mümkün olmuyor.” Otelin ne amaçla yapıldığının da önemli olduğunu söyleyen Yenen, kültür amaçlı gelen misafirin otelde çok fazla zaman geçirmediğini belirtti. Tatil amaçlı ve dinlenmek için gelen misafirlerin ise otelde daha fazla vakit geçirdiğine değinen Yenen, bu tür amaçların göz önüne alınarak turizm yapılarının dizayn edilmesinin önemine yer verdi. Otellerin kullanışlı olması gerekliliğine işaret eden Yenen, farklı kültür ve yaş gruplarının da dikkate alınması gereken önemli bir detay olduğunu vurguladı.

“Turistler yerelselliği önemsiyor”

Türkiye’ye gelen misafirlerin yerel halkla iç içe olmak istediğini dile getiren Yenen, “Yerel halkla bütünleşmek isteyen misafirler de soyutlanmış otellerde kalmak istemiyor. Otelden çıktığında halka karışmak ve restorana kolay ulaşmak istiyorlar. İnternetin gelişmesiyle birlikte, ihtiyaçlar da değişti. Artık, bireysel hareket etme ön plana çıktı. Karşımızda bilinçli bir turist var. Bunların göz önünde bulundurulması gerekiyor. Turistik gezilerde karşıma çıkan en büyük sorunlardan biri de tuvalet konusu oldu. Kalabalık gruplarla bir yere gittiğinizde tuvalet sayısının yetersiz olması büyük bir sıkıntı. Özellikle kadınlara ayrılan tuvaletlerin sayısının artırılması gerekiyor. Ülkenize hayran kalan bir turist grubunun, böyle bir sorunla karşı karşıya kalması üzücü bir durum” dedi. Turizmin dikkatli yapılması gereken önemli bir iş olduğunu sözlerine ekleyen Yenen, yerellikten uzak turizm yapıldığına dikkat çekti. Çok kontrollü turizm yapılmanın önemine değinen Yenen, doğal ve çevre ile uyumlu otellere ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

“Dünyada büyük otel sorunu çözüldü”

Turizmin çok geniş bir ekonomi olduğuna vurgu yapan Otel, Otelcilik Yatırımları ve Yönetim Danışmanı Mehmet Ata Tansuğ, büyük ve küçük otellerin de her zaman alıcısı olduğunu söyledi. Büyük otel sorunun artık, dünyada çözüldüğünü belirten Mehmet Ata Tansuğ, turizm yapısının genelde grup halinde gelen turist üzerine kurulu olduğunu vurguladı. Özellikle doğudan gelen turistlerin gruplar halinde olduğunu ve bunların da büyük otel istediklerini ifade eden Tansuğ, batıdan gelen turistin ise daha bireysel takıldığını, bu nedenle de otellerin bu turistlerin ihtiyacını karşılayacak şekilde yapılması gerektiğini kaydetti.

“Mimar adayları trendleri çok iyi takip etmeli”

Otel yapacak olan girişimcilerin, mimarlık mesleğinden gelmedikleri için başka otellere özendiğini ifade eden Tansuğ, sözlerine şöyle devam etti: “Mimarlar trendleri izleyip, bunları işverene ya da girişimciye anlatmalı. Yeni mimar olacakların trendleri çok iyi izlemesi lazım. Mimarlar yaşam alanları oluşturuyor. Bu yaşam alanlarının birilerine uygun olması, onların ihtiyacını karşılaması gerekiyor. Mimar adaylarının işi zor, onları bekleyen handikaplar var. Bunlardan birincisi, yasalar ve kanunlar olacak. Bunların aşılması lazım. İkincisi, hayalleri olan işverenlere yol gösterilmeli, onlar eğitilmeli. Üçüncüsü de eğitim sistemi; ezberlerin bırakılıp, sorgulanması ve bir adım öteye geçilmesi önem taşıyor. Her şey değişiyor. Sürücüsüz otomobile giden dönemin girişimlerini mimar adaylarından bekliyoruz.” Tansug’un, mimar adaylarına yaptığı tavsiyelerden biri de yeni Türkiye için yeni düşüncelerle yola devam edilmesi ve küçük şeylerle başlamaları oldu.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :