Kentin Görünmeyen Yüzleri...

Yasemin ŞENER / 06 Aralık 2012

Aktif Strüktürler kolektifinin yaratıcıları, yeni medya sanatçısı Refik Anadol ve mimar Alper Derinboğaz, mekanları geleneksel mimari tanımlamalar ve araçların ötesinde anlamak ve yeniden üretmek için akustik formasyon ve bilgi haritalaması gibi alternatif teknikler kullanıyor.

Yapı Kredi Kültür Merkezi binasının cephesinde gerçekleştirilen İstiklal Caddesi projesiyle geniş kitlelere ulaşarak kamusal sanat hedeflerini gerçekleştiren ikili, İstanbul Tasarım Bienali kapsamındaki Musibet sergisinde yer alan diğer projeleriyle de İstanbul'daki iki karşıt kentsel durumu, Galata ve Göktürk bölgelerini çokkatmanlı bir performansla sorunsallaştırıyor.




Öncelikle "Augmented Structures / Aktif Strüktürler" projeler serisinin nasıl ortaya çıktığını, bu projelerin hedefini,  tam olarak  ortaya koymak istediği gerçekliği / sanal gerçekliği açıklar mısınız? Refik Anadol ve Alper Derinboğaz bu proje çerçevesinde nasıl bir araya geldi?

Alper Derinboğaz: Bizim Refik'le ilişkimiz akademik seviyede ilgilerle ortaya çıktı. Geçmişe dayalı bir tanışıklığımız yoktu. Bir gün Refik'ten bir telefon geldi; "internette işlerinizi gördüm, birlikte bir şeyler yapma şansımız olur mu" diye sordu. Ben de zaten onun işlerini takip ediyor ve çok beğeniyordum. Uzaktan başlayan bir iletişim oldu aramızda. Bir araya geldiğimizde ben de tam olarak birlikte neler yapabileceğimizi bilmiyordum.

Daha sonra işin derinliklerine indikçe arayışlarımızın tam da birbirini tamamladığını anladık. Onun mimarlığa bir eğilimi var; benim de yeni medya sanatlarına. Zaten dijital mimarlık bu işlerle çok alakalı... Yıllardır deneysel mimarlık adına parametrik tasarım ile ilgileniyorum. Klasik mimarlığın ötesinde mekanı nasıl yaratabileceğimizi araştırmak üzere yola çıktık. Bir mekan yaratmak için klasik anlamda sınırların, duvarların, kutuların ötesinde neler mimarlığı tanımlıyor sorusuna cevap aradık. Aktif Strüktürler deneysel bir proje aslında...



  Alper Derinboğaz  |  Refik Anadol


Refik Anadol:
Bu proje, uzun süredir farklı alanlarda çalışmalarımızı sürdürürken, akıllarda birleşme noktasını ararken ortaya çıktı. Halihazırda ürettiğim projelerde mimarlığın kanvas olarak kullanımını ve yeni medya tekniklerinin bu kanvas üzerinde yenilikçi anlatım tekniklerini deniyordum. Alper ile ortak proje geliştirmenin en yaratıcı noktası ise, kanvasın tasarım sürecine de beraber karar verebiliyor olmamızdı. Hem mimarlığın yeni söylemlerini taşıyan hem de yeni medyanın getirdiği yaratıcılığı değerlendiren projeler ortaya çıkarabileceğimizi keşfettik.

Uzun süredir ileri götürmeyi planladığımız Aktif Strüktürler projesinin İstanbul Tasarım Bienali konseptine çok uygun olduğuna karar verip, bir sunum hazırlayarak işe başladık. Yine kamusal alandan topladığımız verilerle bir performans tasarladık. Fakat bu sefer formun anlamı çok daha tanımlı algılanırken, içeriği oluşturan bilgiyi soyutlaştırmayı denedik.


'Aktif Strüktürler v1' adını verdiğiniz İstiklal Caddesi performansı nasıl gelişti? Kentsel bir deneyim olarak caddenin kullanıcılarından ne tür tepkiler aldı?

AD: Yapı Kredi Kültür Merkezi'nin bir proje isteği ile gelmesiyle başladı. Yapı Kredi uzun süredir pek çok sergi yapıyor. Bunlar aslında çoğunlukla klasik anlamda sanatı destekleyen projeler oluyor. Belirli aralıklarla da deneysel projelere destek veriyorlar. Ancak uzun süredir bu türden bir sergileri olmamıştı. Bize sergi ve cephede klasik anlamda video-mapping talebi ile geldiler. Daha sonra biz projeyi daha ileri bir aşamaya nasıl taşırız, daha etkili bir hale nasıl getirebiliriz diye düşündük. Böylece Aktif Strüktürler çıktı ortaya.

Yerleştirmenin merkezi bir yerde olması çok önemliydi. O yüzden kamusal bir iş oldu. Kamusal sanat meselesiyle gerçekten çok ilgileniyoruz. Sanat işinin bir galeride kalıp, belirli bir kitleye hitap etmesinin ötesinde herkese ulaşabilir olması çok daha enteresan bizim için. Elbette ki bir davet verildi, ama onun dışında tesadüfen oradan geçerken bu işle karşılaşan çok insan oldu. Daha sonra proje ilginç bir şekilde internet üzerinden de kendi kendine yayılmaya başladı. Kendi kendini yayan ve sürdüren bir proje olması bizim için çok önemliydi.

RA: Son derece büyük ilgi gördü. Kanımca gündelik hayatta devasa bir formun dinamik hareketlerle ansızın karşılarına çıkmaları büyük ilgiyi doğurdu. Ayrıca gündelik hayatta duyup da dinlemediğimiz kentin ses belleğini detaylıca deneyimlemek, projeyi farklı ve izlemeye değer kıldı, diye düşünüyorum.

>>>>>


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :