Müzeyi Sokağa Taşırmak, Kentte Yaşatmak Projesi: BMW Guggenheim
mimarizm.com / Zeynep GÜLŞEN
/ 12 Aralık 2011
Toz Parçacıkları, Bal ve Yumurta ile Gazete Mürekkebi
Futurefarmers'ın kunduracısı, Sokrat'ın felsefe tartışmalarına ‘sözde' ev sahipliği yapan Simon'un kundura dükkanını yeniden canlandırıyor. Atölye, çevresinde şekillenen hikayeleri aktaran bir "yaya gazetesi" [pedesterian press] ve ücra köşelerde biriken tozları toplayarak ayaklarımızın altındaki toprağın farkında olarak kentsel ekolojinin başlayacağına dikkat çeken "mürekkep toplama" [ink gathering] eylemleriyle şekil buluyor.
Kentlinin yaşam biçimini oluşturan kararlarının, kendi sağlığı kadar kentin çevresine de nasıl etki ettiğini göstermek amacını güden etkinlikte yürüyerek, konuşarak ve toplayarak biriktirilen toz ve toprak parçacıkları, bal ve yumurtayla karıştırılıyor. Karışım New York'un çatı katı kovanları ve bahçelerinde hasat edildikten sonra elde edilen mürekkebin "yaya gazetesi" başlıklı kamusal baskı müdahalesi, "mürekkep toplama" eylemiyle buluşuyor.
New York'ta Beş "An Yakalaması"
David van der Leer'in Guggenheim kapsamındaki bir diğer multidisipliner projesi ise, "Stilspotting"… New York şehrinin beş bölgesindeki sokaklarda dinginlik ve yaslanma durumlarının anlarını her üç ya da beş ayda bir mimarlar, sanatçılar, tasarımcılar, bestekarlar ve filozoflar tarafından turlarla, etkinliklerle ya da yerleştirmelerle tanımlayan, yaratan ya da dönüştüren "stillspots" [an yakalamaları], Guggenheim Müzesi Mimarlık ve Kentsel Çalışmalar programını kente dahil eden bir başka girişim haline geliyor.
Beklenmedik, kısa ve deneysel tedavilerin verildiği geçici terapi kliniğiyle Haziran 2011'de Brooklyn'de gerçekleşen ilk ‘stillspot' olarak, Pedro Reyes tarafından tasarlanan "Get Urban Therapy" uygulaması görücüye çıktı. İkinci stillspotting olarak gerçekleştirilen ve Aşağı Manhattan bölgesinde Estonyalı bestekar Arvo Pärt ile Norveçli Mimarlık Ofisi Snøhetta işbirliğiyle mekan ve ses ilişkisini irdeleyen yerleştirmeler Eylül 2011'de sergilendi.
Ateiler Bow-Wow
Sokağa Taşan Bir Küratörlük Serüveni
Sokağa taşan kuratörlük serüveninin 6 yıllık bir döneme yayılan 3 modüler yapı tasarımıyla 6 farklı şehri dolaşması öngörülerek en uzun soluklusu olarak nitelendirildiği kente dair katılımcı fikir alışverişleri için geçici bir kamusal merkez ve bir mobil ‘thinktank' tasarım projesi olan BMW Guggenheim Lab'i, van der Leer yönetiminde yardımcı kuratör Maria Nicanor ve şehircilik, mimarlık, sanat, tasarım, bilim, teknoloji, eğitim ve sürdürülebilirlik alanlarından gelen yetenekli bir ekip oluşturuyor.
Kamusal söylevler aracılığıyla güncel kent yaşamının sorunlarına işaret ederek kamuyu bir araya getiren ve bir nevi toplum merkezi olarak hizmet veren çok disiplinli bir kent projesi olarak kentsel yaşam için yeni fikirler, deneyimler ve nihayetinde ileri görüşlü çözümlerle birlikte kentlerde izleyicilerin düşünmesine ve harekete geçmesine yönelik yeni yollar, yöntemler ve kurgular keşfetmek amacıyla kurulan BMW Guggenheim Lab, "Konforla yüzleşmek" temasının, "Kentsel çevreler insanların ihtiyaçlarına nasıl daha fazla yanıt verebilir?", "İnsanlar daha fazla nasıl rahat hissedebilir?", "Modern konfor ve acil ihtiyaç kavramları arasında çevresel ve sosyal sorumluluk için nasıl bir denge bulunur?" sorularına yanıt aramaya çalışan içerik ve kurgusunun yanı sıra mimari tasarımıyla da dikkat çekiyor.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın