Müzeyi Sokağa Taşırmak, Kentte Yaşatmak Projesi: BMW Guggenheim

mimarizm.com / Zeynep GÜLŞEN / 12 Aralık 2011

Kamusal ve Özel Konfor Mekanları Arasındaki Gerilimi Sorgulamak

Programın ilk 2 yıllık birinci fazını oluşturan döngü için tasarlanan mobil yapı, karbon fiberden yapılmış hafif ve sıkıştırılmış strüktürel iskeletiyle inovatif bir yaklaşım sunan Tokyolu mimarlık ofisi Atelier Bow-Wow'un fonksiyon ve estetik arasında köprü görevi üstleniyor. Şehrin içinde kentsel aktiviteleri çerçeveleyen mekan tasarımı, laboratuvarın yoğun programına ev sahipliği yapıyor.

Second Avenue ve Houston Street kesişiminde yer alan iki bina arası boşluğa konumlanmış strüktür, mekanı adeta çerçeveleyen bir tür "gezici kutu" olarak tasarlanmış. Hareketli yüzeyler, mekan içinde mekan yaratan sistemler, taşınabilir sahneler, sanki bir tiyatro setindeki parçaların yukarı-aşağı yer değiştirmesini sağlayan ve duvarları olmaksızın üstünüzde yüzüyormuş havası veren boşluklu strüktür, çeşitli programlara aynı anda ev sahipliği yapmayı sağlamanın yanı sıra davetkar girişleriyle de kamusal ve özel konfor arasındaki gerilimi sorgulayan ve pozitif etkileşimi tetikleyerek kent içinde bina boşluğunun bir ara mekan olarak kurgulanıp canlandırılmasına olanak sağlamış.

Konumlandığı kullanışsız boşluk kimlik kazandığı için, mobil yapı yerinden kalksa dahi bir kent izi bırakacağından, yerel yönetimler ile laboratuar ekibinin bırakılan iz üzerinden giderek yeni etkileşimlere sahne olacak içerikleri kurgulamayı göz ardı etmeyeceğinin de altını çiziyor van der Leer.

BMW Guggenheim Lab takım üyelerinden ZUS mimarlık ofisi kurucuları Elma van Boxel ve Kristian Koreman, mimar Elizabeth Diller, I Meditate NY, Colombia Üniversitesi toplumbilimi profesörü Saskia Sassen ve The Wire TV dizisinin yönetmeni David Simon'un yer aldığı konuşmalar gibi kent konforu temasına odaklanan 100'den fazla atölye çalışması, seminer, film gösterimi gibi etkinlikler 10 hafta boyunca BMW Guggenheim Lab programında yer alarak tüm katılımcılarla bedelsiz olarak buluşmuş.