Yahşibey'e Yer-leşmek: Yahşi Workshop 2009 Tamamlandı

Tansel KORKMAZ / 03 Temmuz 2009

Köy hayatının Sayın tarafından özenle korunan bir diğer temel öğesi ekonomi, ki bu da aslında doğayla bir bütün olma anlayışının uzantısı olarak okunabilir. Kaynakları israf etmeme, yeniden-kazanma (re-cycle) refleksi gibi ekonomik davranışları köy hayatının şiarı yapan motivasyon, yoksulluktan ziyade onların doğayla kurdukları bu ilişkinin bir uzantısıdır. Genel yerleşim ilkelerinden, yapıların kurgusuna, iç düzenlemelerine ve inşai süreçlere kadar her aşamada bu ekonomik davranışın belirleyiciliğini okuyabiliriz. Sayın da bu şiarın takipcisi: gerek yapıların inşaat süreçlerinde gerekse iç kurgularında bu ekonomik davranışın izlerini sürüyoruz. İnşai süreçler konusundaki temel kararları şu sorunun doğrultusunda aldığını ifade ediyor: "Tamamen alışkanlıklar içinden, oradaki insan becerisi ve malzemeyle ne yapılabilir?" Malzeme konusundaki tercihler bunun ilk göstergesi, köyün kayalık bir arazi üzerine kurulu olmasını hemen bir avantaja çeviriyor Sayın: mümkün olduğunca dışarıdan malzeme alınmayacak ve atılmayacak: çok zorlu harfiyat sonucu ortaya çıkan taşlar inşaat malzemesi olarak kullanılıyor. Bir süredir takipcisi olduğu "konstruktif sadelik", "azaltma", "ince-yapı/kalın-yapı ayrmını ortadan kaldırma" ilkeleriyle de pekişen bu ekonomi refleksi yapıların iç düzenlemelerinde de hissettiriyor kendini. Kır yaşantısının yalınlığının aksettirildiği yapıların iç düzenleri bizlere kentli yaşamlarımızı ihtiyacımız olmayan bir sürü ıvır zıvırla nasıl da doldurduğumuzu hatırlatıyor ve bunlardan kurtulmanın insanın ruhunu nasıl da hafiflettiğini...



Yine bu ekonomi nosyonunun bir uzantısı köy hayatının pratik, spontan yapısı: önceden kararlaştırılmış, ideal ilkeleri her durumda dayatmak yerine, sorunları eldeki imkânlarla çözümleme. İnşaatı yerel malzeme ve işçilikle gerçekleştirme çabasının ekonomik davranma, koşulları zorlamama kararlılığının bir uzantısı olduğunun altını çizmiştik. Sayın israrcı, kılı kırk yarma eğiliminin bu koşullarda çok anlamlı olmadığını, duruma uygun davranmanın aslında ekonomik bir refleks olduğunu farkedişini şöyle anlatıyor:

"Taş duvarlarda önce yapmak istediğimiz örgüyü denedik, fakat ne taş ne de ustalar istediğimiz duvarı örmek için uygun değildi. Belli hizalar, köşeler, başlangıç ve bitiş noktaları tespit edildi, örgü ustanın oldu. Bu benim için önemli bir vazgeçişti. Bütün koşulları zorlayıp istediğim şeyi elde etmek yerine ana hatlarına karar verip, bu hatları denetleyip geri kalanını ustaya bıraktık."

Modernizmin temel ilkelerinden biri olan "minimum efor maksimum verimlilik" şehirde bina yaparken milimetrik tasarımları, herşeyi öngörüp planlamayı gerektiriyordu. Köy hayatında ise tam tersini işaret ediyor: yerinde ve duruma göre karar verme, dolayısyla esneklik ve uzlaşma: "Tıpkı köyün diğer evleri gibi; önceden büyük bütünü planlamadan, ana kararları her durumda yeni duruma uyarlayarak yapıldı." Dolayısyla bu ad hoc tasarım süreci tam da köy hayatının bir gereği olarak benimsenmiştir; zaten Pitoresk'in bütün çekiciliği de buradan gelmiyor mu?



Anlamak ve sürdürmek ekseni doğrultusunda köyün yer-leşme alışkanlıklarını ve ekonomik davranma refleksini Yahşibey'in doğasını, karakterini ortaya çıkaran özellikler olarak benimseyen Sayın bunları kendi tasarımlarına bir veri olarak katıyor. Yazının başında Sayın'ın burada uyguladığı mimari stratejinin ikili bir yapısı olduğundan bahsetmiş ve ikinci ekseni iyileştirme ve aşılama ekseni olarak tanımlamıştık. Bu eksen doğrultusunda evlerin mekân kurgusunda bir aşılama yapıyor Sayın. Yıllardır zanaat bilgisi ile inşa edilen köy evlerinin alışkanlıklar, malzeme ve teknik zorunluluklarla ortaya çıkan kurgusu modern mimarlık kültürünün kazanımlarıyla iyileştirilebilir, aşılanabilir. Köy evleri bir göz olarak tanımlanan konstruktif birimin (taşıyıcı duvarlarla geçilebilecek açıklık esasına göre) ihtiyaca göre çizgisel bir biçimde birbirine eklenmesinden oluşuyor. Dolayısyla, burada konstruksiyon/yapım mantığı ile kurulmuş ihtiyaca göre büyümeye uygun bir yapıdan bahsediyoruz. Oysa Sayın, önceliği konstruksiyon mantığı yerine mekân kurgusuna veriyor: açık mekân.. Yapılar galeri katlıyla derinleşip, zenginleşen açık mekân kurgusuna sahip: girişteki tek mekân açık mutfak, yemek ve oturma aktivitelerini barındırıyor, galeri katında ise daha mahrem aktiviteler yer alıyor -yatak odası, banyo. Açık mekân kurgusu iç-dış birlikteliğinde de devam ediyor: yapıların sokağa/doğu rüzgârına bakan cephleri sağır, bahçeye/manzaraya bakan cepheleri ise mümkün olduğunca şeffaf. Bu taş duvar yüzeylerin arasındaki büyük açıklıklarla evler kütle olarak değil bağımsız düzlemler/taş duvarlar olarak okunuyor. Bu parçalı algılanma Yahşibey'in karakterine çok uygun: köyün sokaklarında gezerken de hep evlerin bahçe duvarlarını görüyorsunuz, pürtüklü düzlemler algılıyorsunuz, kütlesiyle kendini okutan bir yapı olmuyor.

Bu ikili strateji Colin Rowe'un bağlamsalcılığını (contextualism) getiriyor akla: o da şehirlerin karakterlerini kaybetmeden modern mimarlığa ev sahipliği yapabilmeleri için kendiliğinden oluşan geleneksel dokuyla ideal modern tipin uzlaşmasını önermişti bir mimari strateji olarak,. Nevzat Sayın'ın bağlamsalcılığı ise köyün, karakterini yitirmeden, modern mimarlığa ev sahipliği yapabilmesine olanak sağlıyor, sürdürülebilir bir mimarlığın gereklerinin anlama ve süreklilik olduğu kadar iyileştirme ve aşılamadan da geçtiğine işaret ederek. Peki niye Rowe'un stratejisinin vurgusu daha formalistken, Sayın'inki daha politik oluyor sorusu geliyor akla. Sürdürülenlerin yapısı ayırd edici faktör oluyor galiba.

1. Yazıdaki bazı temalara daha önce değinilmişti: T. Korkmaz, "III: Dans", Nevzat Sayın: Düşler, Düşünceler, İşler: 1990-2004, Hazırlayan: T. Korkmaz, İstanbul: YKY, 2004, s. 23-25
2. Bu konuda daha geniş okuma için bkz. M. Heidegger, "The Question Concerning Technology" ve "The Age of the World Picture"
3. Şimdilik 6 ev ve bir de Emre Senan'ın yazokulları ve workshoplar için yaptırdığı atölye, ilk ev 1999'da yapıldı bazılarının yapımı sürüyor.
4. Burada Yahşibey'in özünü değil de karakterini/doğasını dememin en önemli nedeni değişmeyen mutlak bir öz yerine doğanın kendisi gibi sürekliliği ve değişimi birlikte barındıran bir içsel yapıyı kastetmemdir.
5. N. Sayın, "Ev", XXI no.9, Temmuz-Ağustos 2001, s. 93
6. ibid. s.88
7. Bölge deprem bölgesi olduğu için takviyeli yığma duvarlar kullanılıyor ve böylece 4m.ye kadar açıklık rahatlıkla geçilebiliyor.
8. Konstruksiyon/yapım zorunluluklarından dolayı ve ısı geçirgenliğini azaltmak için köy evlerinde pencere açıklıkları küçük tutuluyor.

İlişkili Haberler
Cem Kozar ve Işıl Ünal ile Mimarlık, Araştırma ve Tasarım Üzerine...
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :