Yunus Aran Konferansları'nın 37. Konuğu Doğan Hasol Oldu

yapi.com.tr / Mesut TUFAN / 10 Aralık 2009


Yunus Aran Birlikteliği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) işbirliğiyle Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü 1999 mezunu mimar Yunus Aran'ın anısını yaşatmak ve mimarlık fakültesi öğrencilerinin birikimlerine katkıda bulunmak amacıyla mesleki kariyerlerini mimarlık alanıyla kesiştiren farklı disiplinlerden konuşmacıların katılımıyla her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Yunus Aran Konferansları'nın 37. konuğu Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol oldu.

Buluşmanın açılış konuşmasını yapan MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzin Konuk, Yunus Aran Birlikteliği ile yaptıkları işbirliğinin 10 yılı olduğuna değindi ve bir yandan bunun sevincini yaşarken bir yandan da Yunus Aran'ın yokluğunun hüznünü taşıdıklarını söyledi.



Daha sonra sahneye çıkan Doğan Hasol, Yunus Aran ile aralarındaki akrabalığa değinerek, "Aslında biraz da aile kontenjanından buradayım" dedi. Konuşmasına, Türkiye'nin 2000'li yıllara kadar yaşadığı önemli olayların bir derlemesiyle başlayan Hasol, İstanbul'a geldiği ilkokul ikinci sınıftan itibaren kendinde iz bırakan anları ve insanları anlattı. Okul hayatının ve dönemin özgül koşullarının kendini nasıl şekillendirdiğini aktaran Hasol, YEM'in kurulmasına doğru giden süreçten ve mimarlık ortamına yaptığı katkılardan bahsetti. Hasol, babası, ilkokul öğretmeni Perihan Ongan, Bülent Özer, Orhan Safa, Celal Esat Arseven, Abdülkadir Yücekan, Hayzuran ve Ayşe Hasol başta olmak üzere kendi için önemli isimleri andıktan sonra sözlerini, Yıldız Teknik Üniversitesi'nde 'onursal doktor' ünvanını aldığı tören için hazırladığı konuşmanın gençlere yönelik bölümüyle sona erdirdi.

"Başarıya ulaşmak için onu hedeflemek gerekir. Yaşam, yararlı bir şeyler yapmak için hiç de kısa değildir. Yaşamı verimli kılabilmek, yaşamın süresinden çok daha önemlidir. Schubert'in 31, Mozart'ın 35, Orhan Veli'nin 36, Rimbaud'nun 37, Chopin'in 39 yaşında büyük yapıtlar verdikten sonra bu dünyadan ayrıldıklarını anımsatabilirim. 'Yaş 35, yolun yarısı eder' diyen Cahit Sıtkı Tarancı'nın 46 yaşında bu dünyaya veda ettiğini de ekleyebilirim. Hepsinin yetenekleriyle ortaya koyduğu yapıtlar, kendilerinden çok daha uzun ömürlü olarak etkilerini sürdürecekler. Kısacası eser veren insanlar, doğal ömürlerinden çok daha uzun yaşarlar. Hedeflenen her şeyi yapmak için zaman yeterlidir. Önemli olan zamanı iyi kullanmaktır. İşlerinin çokluğundan yakınıp hiçbir işe yetişemediklerini söyleyenler, gerçekte zamanı planlayamayanlardır.

Yeteneklerinizi keşfedin, geliştirin. Yeteneklere uygun işler daha kolay ve daha kısa sürede yapılır. Size kolay gelen ciddi işlere öncelik tanıyın. Biten her iş bir başarı göstergesidir; hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz. İşten heyecan duyun, programlayın; başladığınız işleri zamanında bitirin, ama kesinlikle bitirin. İşinizi iyi yapın; iyi yapılan işi maddi karşılığı kendiliğinden gelecektir. Para, amaç değildir; ama bize öğretilenlerin aksine önemsiz de değildir. İşlerin daha iyi olanaklarla daha iyi yapılması, kurumlarda daha iyi eleman çalıştırılması, onlara daha iyi ücret ödenmesi, ekipmanın ve çalışma mekanlarının geliştirilmesi, tanıtımdan yararlanılması için para iyi bir araçtır.

Araştırın, sorgulayın, okuyun... Anlayarak okuyun, notlar alın...Her şeye bakın, ama görerek bakın. Öğrendiğinizi tam öğrenin, fırsat yaratıp anlatın, okuyucuya dönük olarak yazın, öğretin. Öğrenmenin en iyi yolları anlatmak ve yazmaktır. Bütün bunları yaparken bilginizi pekiştirdiğinizi göreceksiniz. Her girişiminizi, her işinizi kurallara uygun olarak yapın. Kural dışı yapılan her eylem, bir duvara çarpmaya mahkumdur. Taklit etmeyin, edilirseniz de kızmayın. Taklit edilmek, beğenilmenin bir göstergesidir; ama beğenilmekle de yetinmeyin. Sağlığınıza dikkat edin, insanların en isteksiz, en verimsiz ve en az üretici oldukları dönemleri, sağlıklarının bozuk olduğu dönemlerdir. Ben pek beceremedim, ama siz güler yüzlü olun. Gülmekle ciddiyetsizliğin, somurtmakla ciddiyetin hiçbir örtüşmesi yoktur. Aynı anda hem ciddi hem de güler yüzlü olunabilir. Güler yüz mutluluk getirir; mutluluk başarıyı destekler.

Mutluluktan kaçmayın, aksine mutlu olmak için kendinizi eğitin. Gerekirse özel çaba harcayın. Sevecenlik mutluluğu artırır; insanları sevin. Unutmayın ki sevilmek, sevmeyi bilenlerin hakkıdır. Ayrıca vermekle azalıp tükenmeyen tek şey sevgidir. Alçakgönüllü olun; alçakgönüllülük başarılı insanların olgunluğuna daha çok yakışır. Son bir söz; her sıkıştığınızda akıl şablonuna başvurun, çözümü akılla arayın, kendinizi aldatmayın. Unutmayın ki insanlar en kolay kendilerini aldatırlar. Akla aykırı gelen her şey gerçeğe aykırıdır. Buna karşılık hayal etmekten, düş kurmaktan hiç çekinmeyin. Büyük başarıların temelinde büyük düşlerin, büyük düşüncelerin yattığını göz ardı etmeyin. Bazen büyük düşler, küçüklerinden daha kolay gerçekleştirilir".


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :