Aydınlatma Tasarımı: Mimarlığı Şah da Eder, Şahbaz da!

E. Seda KAYIM / 23 Mayıs 2012
Biri, geleneksel mimarlık eğitimi sırasında kurşun kalem perspektifler çizerek gölgenin mekan algısını değiştirme gücünü gördü. Diğeri, garajdaki ampuller ve teneke kutularla deneysel (!) ışık süslemeleri yaparken aydınlatma tasarımını keşfetti.

Hemen her gün yeni uzmanlık alanlarının türetildiği ve niş bilgi binalarının türetildiği günümüzde, tasarımsal disiplinler arasında öne çıkan üretim alanlarından biri de aydınlatma tasarımı… Özellikle kamusal çevrelerimizde sıklıkla ‘güvenlik' ve ‘görüntü kirliliği' olguları ile ilişkilendirilen aydınlatma tasarımı ve uygulamaları, aslında –yalnızca kamusal mekan ile değil- yapı ölçeğindeki mimarlık üretimi ile de bütünleşik bir disiplin olarak ortaya çıkıyor. Ve ilgilileri, bu ‘taze' sayılabilecek uzmanlık kolunun, mimarlık mesleğinin diğer tüm pratikleri ile kol kola ilerlemesini, tasarım ve uygulama sürecinin başından itibaren aktörleri ile temsil edilmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Geçtiğimiz sene Philips, PLD Türkiye ve Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) işbirliği ile "Mimaride Işık" başlıklı bir konferans için Türkiye'ye gelen Alman aydınlatma tasarımcısı Alexander Rotsch ile İngiliz tasarımcı Brian Stacy, işte bu yükselen disiplinin önemli temsilcilerinden… Biri, geleneksel bir mimarlık eğitiminden geçen ve kurşun kalem perspektifler çizerek gölgenin mekan ve yapı algısını değiştirme gücünü gören, diğeri ise ailesinin garajındaki ampuller ve teneke kutularla deneysel (!) ve oyuncaklı ışık süslemeleri yaparken aydınlatma tasarımını keşfeden bu iki isme; disipline yaklaşımlarını, teknolojinin pratiğin dönüşmesindeki önemini ve mimarlar ile çalışma deneyimini sorduk. Yanıt anlaşılırdı: "Tasarım safhasında birlikte çalışmaz isek, doğru gün ışığı almayan mekanlar için ‘inşaatta buraya boşluk aç' da diyemeyiz!"


Rotsch ve Stacy ile Aydınlatma Tasarımı Üzerine
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :