7-8 Hasanpaşa Fırını'ndan Erol Çakar: "Yeni nesil geliyor; eskilere 'güle güle' diyor"
04 Kasım 2009
Ne zamandan beri Beşiktaşlısınız ve hangi tarihten beri fırınınız bugünkü yerinde?
Bu çalıştığımız yer büyükbabadan kalma. Ben dördüncü kuşağım; beşinci kuşak da yolda, geliyor. Aşağı yukarı yüz sene demek bu da… Ben zaten doğma büyüme Beşiktaşlıyım.
Peki, fırınınızın ismi "7-8 Hasanpaşa" nereden geliyor?
Bu, tarihi bir isim. Osmanlı zamanında Hasan diye bir çalışan padişahın hayatını kurtarıyor. Bunun üzerine paşa oluyor. Fakat paşa olan kişinin imza atması lazım ve Hasan'ın okuma-yazması yok! Ona eski Türkçe'de bir yedi bir de sekiz çizerse "Hasan" diye okunacağını söylüyorlar. Adı da bunun üzerine "7-8 Hasanpaşa" diye kalıyor.
Ailenizin bu fırındaki hikayesi nasıl başlıyor peki?
Hasanpaşa açıyor bu fırını. Zaten Beşiktaş'ta Hasanpaşa Mahallesi, Hasanpaşa Caddesi de vardı. Eskiden Beşiktaş Bulvarı'nın oradan Hasanpaşa Deresi geçerdi. Gerçi hepsi kayboldu; bir tek mahallenin ismi duruyor. Hasanpaşa'nın karşı tarafta da mülkleri varmış. Burayı da benim büyük büyükbabam zamanında kiralamış.
Hayatınızı bu semtte geçirdiniz. Beşiktaş'taki değişimi nasıl gözlemliyorsunuz?
Beşiktaş'ın içi esasında fazla değişmedi. Ama dışarıları yavaş yavaş değişti. Beşiktaş deyince Levent'e, Arnavutköy'e, Hisar'a kadar gidiyor tabi. Mesela Levent eskiden pek gelişmiş, büyük bir yer değildi. Etrafta bir sürü dutluk vardı. Binalar, gökdelenler derken de dutluklar kayboldu.
Sizin çocukluğunuzda da var mıydı dutluklar?
Olmaz olur mu? Komşunun olduğu yerde hep dut doluydu.
Dolayısıyla Beşiktaş'ın her geçen gün kalabalıklaştığını gözlemlemiş olsanız gerek…
Çoğalıyor ama içinde, merkezinde fazla bir değişiklik yok. Belki bir-iki ufak bina yapıldıysa yapılmıştır. Daha çok varoşlara doğru yoğunlaştı.
Beşiktaş'ın demografisi ne şekilde değişti? Yerliler hala çoğunlukta mı? Dışarıdan yerleşmek üzere gelen insan akışı ne kadar hızlı?
Yavaş yavaş eski nesiller kayboluyor tabi. Azaldıkça azalıyor yerliler. Hatta bir kısmı İstanbul'dan uzaklaştı. Yeni nesil geliyor; eskilere "güle güle" diyor. Beşiktaş aslında öğrenci muhiti tabi… Tüm bunlar ise bizim işlerimiz anlamında fazla bir şey değiştirmedi. Hala orta gelir kesiminden kimseler çoğunlukta merkezde ve onlar gelip bizden alışveriş yapıyorlar. Tek tük öğrenciler de geliyor. Onlar da kendilerini belli ediyor; "Üç tane ondan, bir tane bundan" deyip çıkıyorlar. (gülüyor)
Sizin için Beşiktaş ne ifade ediyor?
Benim için Beşiktaş aslında çok güzel bir yer. Çok merkezi evvela! Buradan her yere gidebilirsiniz. Kendi pazarı var ayrıca; kendi kendine yetebilen bir kapasitesi var.
Peki ya "Beşiktaşlı olmak"?
Doğuştan Beşiktaşlı olunuyor zaten. (gülüyor) Çarşı'larımız var bizim; bağırıyorlar, çağırıyorlar biliyorsunuz. Bana soranlara ise "Beşiktaşlıyım" dediğim zaman elbette gurur duyuyorum. Ama Beşiktaş'ın eskiden çok daha kaliteli bir hayatı vardı. Mesela eskiden benim oturduğum yer, gençliğimin geçtiği yer Çırağan Sarayı tarafındaydı. Orada da aileler sürekli görüşürdü; komşuluk vardı. Büyükler küçükleri korur; küçükler büyüklere saygılı davranırdı. Artık bunlar kayboluyor ve Beşiktaş da kozmopolit bir hal alıyor.
Sizce Beşiktaş "lüks"leşiyor mu?
Burada eskiden beri lüks bir hayat olmadı. Akaretler'de bir şeyler yapıyorlar ama tam randımanla da çalıştığını zannetmiyorum. Elbette çevremizdeki hayat standardı yükseldikçe, satın alma gücü arttıkça bizi de etkileyecektir. Ama satın alma gücü olanlar gelip de Hasanapaşa'ya, bizlere bakmazlar. Gider yukarılara (Levent'i kast ediyor) veya denize bakarlar.
Beşiktaş'ta Neler Oluyor, Beşiktaş'ı Neler Bekliyor
Beşiktaş, "Yerli"lerin Gözünden
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın