"Büro" kavramı sizin için ne ifade ediyor?
Ben büro yerine atölye demeyi tercih ediyorum aslında. Çünkü büro denildiğinde daha bürokratik bir eylemin yürütüldüğü mekan algılanıyor. Oysa bizim çalışma modelimize ait mekanı "tasarım atölyesi" olarak algılamak gerektiğini düşünüyorum.
Tasarım atölyesini, tasarımcının ihtiyaç duyduğu mekan olarak düşünüyorum. Biz tasarım atölyesinin gelişimini önemsiyoruz. Kazancımızın bir kısmının bunun için ayırıyoruz: Bilgisayar altyapısının yenilenmesi, kütüphanenin geliştirilmesi, bilgisayar ortamındaki dokümanların güncellenmesi, ekipmanların yenilenmesi... Atölyeye yaptığımız yatırım, bizim işimize yaptığımız yatırım anlamına geliyor. Çünkü atölye bizim kimliğimizi yansıtıyor.
Tasarım yapmak için kendinize ait bir odanız var mı?
Benim tasarım yaptığım ayrı bir odam yok. Arkadaşlarla aynı mekanı kullanıyorum. Pek çok projeyi aynı anda yürüttüğümüz için arkadaşlarla aynı mekanda çalışmak süreci hızlandırıyor. Arkadaşların sorularına cevap vermek, işi izlemek, kontrol etmek gerekiyor.
Fakat yarışma yaparken hem dikkati toplamak açısından hem de tasarımın gizliliğini sağlamak açısından izole olmak daha iyi olabiliyor.
İşler sizin koordinasyonunuz altında yürüyor değil mi?
Evet, ama koordinasyonda ben şöyle bir rol oynuyorum: Genelde avan proje aşamasında daha fazla devrede oluyorum. Hatta çoğu kez bilgisayar ortamında tasarımı hızla çizip, avan projeyi konsept ölçeğinde bitiriyorum. Uygulama aşamasında ise bürodaki arkadaşlar devreye giriyorlar. Ben her işe bir sorumlunun atandığı ve işi - benim bilgim dahilinde olmak üzere - o sorumlunun yürüttüğü bir model kullanıyorum. Böylelikle her işi bilen iki kişi olduğundan mühendislerle görüşmeler, belediye ile iletişim kurmak gibi işleri paylaşabiliyoruz. İşleri paylaşmak bizim için önemli. Çünkü biz çok büyük bir büro değiliz. İzmir ve Ankara bürolarında toplam 15 kişiyiz.