"Yarışmalarla başlayan mimarlık"

03 Aralık 2008



Öğrenciyken mimarlık ortamına nasıl bir bakışınız vardı? Mezun olunca neler oldu?

Gazi Üniversitesi'nde (o zamanki adıyla Ankara Devlet Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi'nde) okudum ben. Okulda, serbest mimarlık yapan deneyimli insanların, proje atölyelerinde öğrencilere deneyimlerini aktardığı bir model benimsenmişti ki, bu model hala devam ediyor. Proje derslerinde karşılaştığımız hocaların hepsi, son derece deneyimli ve yarışma yapan mimarlardı. Unuttuklarım için peşinen özür diliyorum: Yüksel Erdemir, Tanju Kaptanoğlu, Yıldırım Parlar, Arman Güran, Uğur Erkman, Baran İdil hocalarımızdan bazlarıydı. Yani o dönemde yarışma yapan ne kadar mimar varsa bizim dersimize geliyordu ve bunlar bizim önümüzde bir rol modeli oluşturuyorlardı. Dolayısıyla yarışmalar bizim de dikkatimizi çekmişti. Zaten, eğer ailenizde tasarım geçmişi olan biri yoksa ve "amcanız" da belediye başkanı değilse, yarışmaya girmekten başka çok da seçeneğiniz yok. (Gülüyor)

Biz de birkaç arkadaş, öğrenciliğimizde yarışmalara girmeye başladık. Tamer de onlardan bir tanesiydi zaten. Bu arada da ben Baran İdil'in yanında çalışmaya başladım. Askere gidene kadar, beş yıl boyunca Baran İdil'in yanında çalışmaya devam ettim. Askerden döndükten sonra da Tamer ile çalışmaya karar verdik.

Ve yarışma yapmaya başladınız...

Evet. Bizim büroyu açtığımız 1983-1984 yıllarında hiç işimiz yoktu, sadece yarışma yapıyorduk. Zaten o zamana kadar da 6-7 yarışmaya girmiştik. Birkaç mansiyon dışında başarı gösterememiştik, ama yarışma sisteminin işleyişini öğrenmiştik. 1983 yılında Özal'ın yurtdışına açılım söylemi kamuda da etkili oldu ve devlet çok sayıda yarışma açtı. Yılda 17-18 yarışma açılıyordu. O dönemde neredeyse girdiğimiz her yarışmadan derece aldık. Yarışma kazandıkça kendimize güvenimiz arttı, ama en önemlisi yarışmalar sayesinde büroyu ayakta tutmayı başardık. Gerçi personelimiz de yoktu, ama büro tamamen yarışmalar üzerinden dönüyordu.

Tamer'le birlikte ne kadar yarışma varsa giriyorduk. Çok verimli bir dönemdi o dönem, sadece tasarım problemine konsantre oluyorduk. Şimdi iş toplantıları, işverenle toplantılar, şantiye gezileri… zamanımızı çok bölüyor.

1985'te beş yarışmada birden birinci olduk. Hala Türkiye rekoru bizde, kimse bir yılda beş tane birincilik alamadı. (Gülüyor)

Sonra bu kazandığımız projelerin uygulamaları başladı. Bu arada bazı kentsel tasarım yarışmalarına Baran Bey ile birlikte girmiştik. 1987 yılının sonunda biri bizim, biri de Baran Bey'in omak üzere birbirini tanıyan ve birlikte işler yapan iki büro vardı. İki büro yerine, üçümüzü bir çatı altında toplayan ve formatı da şirket olan bir birliktelik oluşturduk: TH & İDİL. O zamandan beri de birlikte çalışıyoruz.


Hasan Özbay ile
Th & İdil Ankara çalışanları
Yarışma Projeleri
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :