"Çizdiğim şeyin içini dolduramadıktan sonra o mimarlık olmaz, ressamlık olur"

03 Mart 2016

Projelerinizi daha çok hangi yöntemle elde ediyorsunuz? Yarışmacı olmadığınızı biliyoruz...

Yarışmalarla açıkçası çok iş de gelmiyor. 

Yeni mezun mimarlar için önemli bir fırsat...

Yeni mezun arkadaşların yaptığı projelerde de sorun yaşanıyor çünkü çok büyük projeler yarışmaya açılıyor. Yeni mezun bir mimarın uygulama tecrübesi olmadan o projeyi yapması pek mümkün değil. O yüzden yarışmalara belli standartlar getiriliyor. Mesela bir yüksek binada uymanız ve bilmeniz gereken, tasarımı etkileyen o kadar çok etken var ki, bu çok da kolay bir şey değil. Ben 18-19 yıldır bilfiil mimarlık yapıyorum, şantiyelerde çalıştım, bir sürü şey gördüm ama hakikaten hâlâ zorlanıyorum. Çünkü çizdiğim şeyin içini dolduramadıktan sonra o mimarlık olmaz, ressamlık olur. Nasıl yapılacağı bilinmeden tasarım yapılamaz. Kabuk bile yapamazsınız çünkü onun altındaki taşıyıcıyı, yalıtımı, suyu nasıl tahliye edeceğinizi bilmiyorsanız, çizdiğiniz kabuk şantiyede daha farklı üretilir ve bu durumda o sizin tasarımınız olmaktan çıkar. Bu bağlamda özellikle yarışmaya açılan bazı büyük projelerin çok kolay üretilebilecek projeler olduğunu düşünmüyorum.  

Mesleki yeterlilik konusunun daha dikkate alınması gerek sanırım. Mesela yurtdışında belli bir çalışma yılını doldurmadan projeye imza atamıyorsunuz. 

Bazı yarışmalarda ekip üyelerinin, bugüne kadar yaptıkları işler ile belirlenen kriterlere uyması bekleniyor. Ki doğru olan da bu. Yaptığınız her projenin, örneğin bir ofis binasının yangın senaryosunu bilmeniz gerek. Konutunki farklı, ofisinki farklı. Tasarımı etkileyen bir sürü etken var.

"Mimarlık yapabilmek çok ciddi tecrübe gerektiriyor"

Yani diplomayı aldıktan sonra belli bir süre deneyim edinmeniz şart... 

Diplomayı aldıktan sonra çıraklık dönemi başlıyor, ustalık dönemi değil. Bu işi çırak olarak yapabileceğinize dair bir belge alıyorsunuz. Ondan sonra belli bir süre bu işin çıraklığını yapıyorsunuz. Mimar Sinan, Selimiye için boşuna "ustalık eserim" demiyor. Ancak müthiş bir tecrübeden sonra ona ulaşabildiğini söylüyor. Bu bir realite. Mimarlık yapabilmek çok ciddi tecrübe gerektiriyor. Bu dediğim, yarışmaların yeni mezunlara kapatılması anlamına gelmiyor tabi ki. Sadece seçim kriterlerini ayarlamak gerektiğini düşünüyorum. 

Biz henüz genel katılıma açık yarışmalara başvurmadık ama çalıştığımız pek çok projede davetli yarışmacı olarak yer aldık. Artık işverenler proje geliştirirken, 4-5 ofisi çağırıp onlardan öneri geliştirmelerini istiyor. Kazanırsanız o işi siz yapıyorsunuz. Böyle davetli yarışmalara katıldık, kazandık da. Artık çokça proje ürettiğimiz için yaptıklarımız referans oluyor. İşverenler genelde yaptığınız işlerle size ulaşıyor. Bir AVM projesi mi yaptınız? Mimarının kim olduğu sorgulanıyor ve isminize ulaşılıyor. Ya da işverenler kendi aralarında konuşurken isminizi lanse edebiliyor. 


Ofisin Kurucusu Talha Haksever ile...
Tasarım Ekibi ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :