Bütün olarak Beyoğlu'nu ele aldığımız zaman "yenilenme" adı altında yapılara edilen müdahalelerin aslında Beyoğlu'nu kimliksizleştirme çabası olduğunu söylediniz ya, peki bunun karşısında kent genelinde nasıl bir mücadele örgütlenmeli?
Bugün benim canım yandı, yarın senin canın yanabilir. Dolayısıyla el ele vermeliyiz. Ateş düştüğü yeri yakar mantığını terk etmeliyiz. Birlikte hareket edebileceğimiz bir anlayışı nasıl oturtacağımızı ben de bilmiyorum, ama bunu yapmak zorundayız. Bu mücadeleyi de bütüncül bir biçimde algılamalıyız, kent genelinde mücadele etmeliyiz.
Hep beraber olmalıyız, çünkü rant peşinde koşan aktörler o kadar güçlü ve siyasilerle o kadar yakınlar ki! Daha geçtiğimiz yıllarda Gökkafes'in yapımına Beyoğlu Belediyesi "hayır" dediği için bir gecede
o bölgeyi Şişli ilçesine dahil ettiler. Dolayısıyla böyle bir güce karşı, birlikte hareket etmek çok önemli…
Fakat işin sevindirici yanı kentliler olarak her geçen gün daha bilinçli bir hale geliyoruz. Eskiden meslek odaları, bilim insanları, yani konunun uzmanları seslerini duyurmaya çalışıyorlar, fakat yetersiz kalıyorlardı. Şimdi ise özellikle internet üzerinden iletişimin hızlanmasıyla birlikte bir sivil inisiyatif çabucak oluşturulabiliyor ve bir sahip çıkma pratiği yerleşiyor. Halen yeterli olmasa da pek çok kişiyi toplayabiliyoruz artık.
Fakat hala mücadele AKM, Emek ya da Sulukule gibi örnekler üzerinde yürüyor. Yani bu parçalı mücadele örnekleri birbirine eklemlenemiyor…
Evet, tam da vurgulamak istediğim nokta bu. Emek sinemasının yıkımına karşı çıkarken, Üçüncü köprüyü görmezden gelmemeliyiz.
Ama ister istemez bu tip müdahaleler AKM gibi Emek sineması gibi birden fazla kesimin sahip çıkacağı binaların başına geldiği zaman sesimiz daha çok çıkabiliyor.
Özellikle ayaklardan biri sanatçılarsa…
Muhakkak öyle. Biz aslında verdiğimiz her mücadelede sanatçıların desteğini çok önemsiyoruz. Ben söylediğim takdirde çok da etki yaratmayacak sözler, ödüllü bir yönetmen tarafından söylenince başka bir etki yaratıyor. Onların desteğine ihtiyacımız var. Keşke bunun farkındalığını daha çok yaratabilsek de bu tarz tepeden gelen her müdahaleye birlikte karşı durabilsek.
Fakat şu sıkıntıyı da dile getirmeden geçemeyeceğim. Türkiye'de bu büyük bir sorun. Bunun gibi süreçleri kentin her alanında yaşıyoruz. Projenin iptaline dair dava açılıyor, dava daha sonuçlanmadan bir bakmışsınız Emek Sineması yıkılmış… 3 sene sonra mahkeme sonuçlanır ve yıkım kararının iptali çıkar mahkemeden…
Son söz?
Emek sinemasını yıktırmayalım, bir arada olalım, direnelim, mücadeleyi bırakmayalım. Çünkü bugün Emek sineması yarın başka bir yapı…