Festival denince çoğumuzun aklına, yemeklerin yendiği, çevrenin en güzel şekilde süslendiği görüntüler geliyor. İnsanların bir araya gelerek yiyip içtikleri, şarkı söyleyip oyunlar sergiledikleri bu buluşmaların tarihi neredeyse insanlık kadar eski. Birçoğunun günümüze kadar geldiği bu eğlencelerin kimisi dini, kimisi ise farklı nedenlerle kutlanmış. Amaçları ve kutlama şekilleri farklı olsa da bu tarz eğlenceleri tek bir isim altında toplayabiliriz: Festival. İsterseniz gelin, festival ve kent ilişkisini irdelemeden önce festival nedir, ne değildir bir bakalım.
Festival, genellikle yerel bir topluluk tarafından belirlenmiş ve geleneksel olmuş gün ve tarihlerde kutlanan, yapıldığı yörenin imgesi haline gelmiş etkinlikler bütünü olarak tanımlanabilir. Festival teriminin etimolojisi ise, "genel eğlence ve şenlik" anlamına gelen Latince kelime "festum"a kadar gidiyor. Burada festival, bir kültürün veya sosyal grubun dünya görüşünü, geleneksel uygulamalarını, performanslarını, ritüellerini ve oyunlarını temsil eden periyodik bir kutlama olarak açıklanabilir. Festival, genellikle evrensel belki de gelenekte ısrar eden en karmaşık, sosyal ve sembolik olaydır.
Türk Dil Kurumu'nun Türkçe sözlüğünde festival; "dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı ve niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi; belli bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül veya derece verilmesi biçiminde düzenlenen ulusal veya uluslararası gösteri dizisi, şenlik; bir bölgenin en ünlü ürünü için yapılan gösteri, şenlik; düzensiz toplantı, curcuna" olarak tanımlanıyor. Robert Jerome Smith ise, "Social Folk Customs Festivals and Celebrations" adlı eserinde, festivali gerçekte ortak duyguların ve bağlılığın en somut ifadesi ve sembolik etkileşim üzerine temellenen duygusal tecrübelerin paylaşılmış bir düzeni olarak açıklıyor. Smith, tüm toplumlarda kutlamalara periyodik biçimlerde yer verildiğini söylüyor ve bunların grup ya da topluluk açısından özel anlamı olan anlar olduğunu ifade ediyor. Örneğin; bir mevsimden diğerine geçilen anlar, tarihsel olayların yıldönümleri, bir tanrı ya da kahramanın doğum ya da ölümünün anılması, bir toplumun kurucusu ya da liderinin yaşamındaki olayların sembolik olarak canlandırılması... Smith, tüm bu özel anlama sahip anların kutlama etkinliği ile doldurulmasını festival olarak adlandırıyor.
Festivalleri insanlar her ülkede, her kültürde ve tarihin her çağında kutladılar. Festivaller çoğunlukla tatiller çevresinde merkezlenen halka ait kutlama zamanları. Pek çok önemli festival, kilise ya da resmi kuruluşlar tarafından destekleniyor. Ancak festivaller, ulusal olarak kutlanmalarına rağmen genellikle kişisel olarak yorumlanıyorlar.
Festivaller içinde pek çok bileşeni barındırıyor. Bunlar belirli yiyecek ve içecek, müzik, gürültü (müzikten farklı olarak örneğin fişekleri veya bir şampanya şişesinin mantarını patlatmayı), giyinme, maske takma, alay yürüyüşü yapma, dans etme, oyun oynama ve onları izleme, dekorasyon ve bir takım dini ritüelleri gerçekleştirme şeklinde olabilir. Aynı şekilde her festival bütün bileşenlere sahip olmayabilir.