2004 yılında gerçekleştirilen Londra Mimarlık Bienali'nin 2006'ya uzayan uzun soluklu başarısından yola çıkan 2008 Londra Mimarlık Festivali, geçtiğimiz yılların organizasyonlarını her açıdan bir adım öteye taşıma gayesi taşıyor. Organizasyon, Londra'da alıcıya sunulan çok sayıdaki yaratıcı mimarlık çalışmasını bir araya getirirken, disiplinleri ve kamuyu ‘yer'in tarihine bir kutlama niteliğini de barındırıyor.
Buluşmanın 2008 versiyonu, geniş çaplı konu skalası ve daha da geniş çaplı etkinlikleriyle Londra'nın fiziksel anlamda büyük bir kısmını kapladı. Dört haftalık etkinlik Londra'nın beş büyük çaplı kentsel merkezinde gerçekleşti: Kensington, Chelsea & Knightsbridge; Canary Wharf, Stratford & Thames Gateway; King's Cross, Bloomsbury & Covent Garden; Southwark & South Bank; Clerkenwell & Londra Şehir Merkezi.
2008 Londra Mimarlık Festivali'nin ana teması ise ‘taze!' oldu. Taze düşünce, taze yetenek, taze girişim, taze hava ve taze yemek, bu ana temanın alt açılımlarını oluşturarak festivalin sloganı haline geldi. Dahası festival, yalnızca bir avuç uzmanın ilgisine yönelik değil, tüm kent kullanıcılarının hayati katılımını teşvik edecek nitelikte olmasıyla mimarlık festivallerinin zümrecilik algısını da kırmayı başardı. Kentin festivale dahil olmamış bölgeleri ve kuruluşlarından şimdiden 2010 için talepler yağıyor!
Tüm bu başarıda kuşkusuz; piknik, kahvaltı, rehberli geziler gibi interaktif etkinliklerin varlığı kadar, mekan-kentsel mekan-kentli etkileşim alanında bir kent gözlüğü gibi işleyen, kullanıma açık yerleştirmeler de rol oynadı. Festival, kent kullanıcısı ile kent arasında bir tür filtre gibi işleyerek ‘urban' algının çarpıklaşmasını, dönüşmesini ve farklılaşmasını sağladı.
Londra Metropolitan Üniversitesi ve EDAW'ın düzenlediği Mimarlık Öğrenci Festivali de bu organizasyona paralel olarak yürüdü. Mimarlık, mühendislik, planlama ve tasarım öğrencileri yerel iletişim grupları ve ortaöğretim okullarıyla can alıcı kentsel arterlerde konumlanmak üzere yerleştirmeler hazırladılar ve böylelikle festival, günümüze olumlu bir bakış sunmayı ve gelecekten beklentilerimize eleştirel bir yaklaşım oluşturmayı başardı.