Founta Günem / Kiki Design: "Sokakta buluşunca, müşterilerimiz ile birbirimizden feyz alabiliyoruz"

GalataModa'daki kaçıncı seneniz?Dördüncü kez katılıyorum. Dahil olduğum ilk GalataModa, yine Akaretler'de gerçekleştirilmişti. Daha sonra Tepebaşı'ndakilere katıldım.

Sizce nerede gerçekleştirildiğinde GalataModa'dan daha çok verim alındı?

Tepebaşı'ndaki daha verimliydi çünkü orada daha bütünleşik bir alan vardı. Akaretlerde tasarımcılar olarak kopuk bir yerleşimimiz var. Tepebaşı'nda ise U plan içerisinde yan yana konumlanıyorduk ve ortada bir festival havası vardı.

Bu yılki geri dönüşleri nasıl buldunuz?

Tepebaşı'ndaki kadar yoğun değil… Ama müşteriler ile buluşmak her zaman çok güzel!

Sizi GalataModa gibi bir etkinlikle ilgili olarak heyecanlandıran da bu mu?

Kesinlikle! Dijital ortamda hep beraberiz ama görüşmek, buluşmak, sıcak temas çok farklı… Hatta bazı müşterilerim yakın arkadaşlarım oldu.



Sizin moda tasarımı maceranız nasıl başladı acaba?

Güzel Sanatlar mezunuyum ama moda ve tasarım merakım çocukluktan… İşe Barbie'lerimi giydirerek başladım. İlk söylediğim kelime ise "makas"mış! (gülüyor) Tabi annemin yalancısıyım. Bana makası uzattığında da hiç korkmamışım; gayet profesyonelce tutup kesmişim bir şeyleri…

Yani sizin için moda tasarımı, neredeyse dürtüsel bir şey…

Yani, herhalde… Çünkü benim annem de erkek moda tasarımcısı; anneannem ve onun annesi terzi –üstelik de vakti zamanının en iyi terzilerinden… Galiba genetik bir şey! (gülüyor)



Modanın "şehre inmesi"ni bir tasarımcı olarak önemsiyor musunuz?

Tabi ki, hem de çok önemli! Öncelikle diğer türlü olduğunda müşteri kitleniz ile buluşamıyorsunuz. Oysaki tasarım biraz da arz-talep meselesi… Bu gibi etkinlikler sayesinde onların ne istediğini çok daha iyi bilebiliyoruz, hem fiyat hem kumaş hem de tasarım anlamında. Çok önemli ve güzel bir şey sokakta olmak…

Peki sizce Türkiye'de modanın, yalnıza "görüp giymek"ten ibaret olmadığı ve bir tasarım algısı gerektirdiği gerçeği anlaşılmaya başladı mı?

İnsanlar stile önem vermeye başladılar; kendi içlerindekini dışarıya moda ile yansıtmak istiyorlar. Türkiye'de bence çok fazla "katalog kadın" vardı –ki hala da çok var. Ama şu anda bizleri görebiliyorlar. Eskiden tasarımcı algısı da "uzak bir yerde, saçları bir acayip, kıyafetleri bir garip" olan insana işaret ediyordu. Şimdi ise şunu söyleyebiliyorlar: Ben tasarımcıyım, sen doktorsun ve biz aslında aynıyız! Dolayısıyla onlar bizden feyz alıyor, biz onlardan… Ortak bir paydada buluşabiliyoruz.